Galatasaray takımı, kötü oynadığı, hatta kaybettiği maçlarda bile, en azından iyi bir başlangıç yapar, maçın bazı bölümlerinde tempoyu yüksek tutar, futbol oynadığını hatırlardı.Galatasaray takımı, Kayseri maçının ilk yarısında resmen “iflas” etti. Futbol adına “sıfır” çekti. Seyircisini bile deliye çevirdi. O seyirci müthiş coşkuyla karşıladığı Galatasaray takımını, ilk yarı sonunda yuhlar ve ıslıklarla soyunma odasına gönderdi.Yemin ediyorum, ilk yarı sonunda hanıma “okkalı” bir duble Türk kahvesi söyledim, uykum açılsın diye... Galatasaray takımının önce kendi camiasına, tribünlerdeki seyirciye, ekran başında umutlarını ve zamanlarını bu maça bağlayanlara “işkence” çektirmeye hakkı yok.Hadi kötüsün, beceriksizsin, Galatasaray kalibresinin altında futbolcusun. Bütün bunlara rağmen, koşmana, mücadele etmene, hırslı, coşkulu oynamana engel olan ne var? Kötü oyna ama koş... Yanlış yap ama mücadele et... Bunların dünya yansa, hasırları yanmaz. Umurlarında bile değil...Kayseri deseniz, zaten kalecisi kovid, üçüncü kalecisi oynadı. Emrah ısınırken, sakatlandı. Takımın resmen yarısı yok.