İtalya Milli Takımı’na hasta oldum. Çok iyi oynadıkları, takım halinde mücadele ettikleri, çok hırslı oldukları için değil... Ulusal marşları çalınırken kendilerinden geçmelerine, milli duygularda zirvelerde uçmalarına hasta oldum, hayran oldum. İstedim ki, Avrupa Şampiyonu olsunlar. Oldular, mutluyum. Çünkü hırs kazansın, aidiyet duygusu kazansın, adanmışlık kazansın istiyorum. Hepsi İtalya‘da vardı.Bu Mancini‘yi biz arkasına teneke bağlayıp Türkiye‘den kovduk. Adamı rezil olmaktan beter ettik. Ülkesine döndü, kısa bir süre sonra İtalya Milli Takımı’nın başına geçti ve bir tarih yazdı.Otuz küsur maçtır yenilmeyen, 36‘lık Chiellini ile 34‘lük Bonucci gibi iki dünya devi stoper ile 22 yaşındaki kaleci Donnarumma’yı, 23‘lük uçurtma Chiesa‘yı aynı takımda harman eden Mancini, yarım asır sonra İtalya‘da yeni bir devir başlattı. Unutulmasın; bu Mancini’yi biz kovduk. Beğenmedik ve kovduk...İngiltere yarı finalde çok hak ettiği Danimarka maçını, hak etmediği bir penaltı ile kazanıp finale gelmişti. Ayrıca bir maç dışında her maçını evinde oynayarak, bunun avantajını kullanmış ve kendini “futbol eve dönüyor” masalına inandırmıştı. Bütün bunlara rağmen final haklarıydı. Belki şampiyonluk...