Herkes küskün... Kalem küskün... Millet küskün... Bu millet ızdırap çekmekten, hayal kırıklığı yaşamaktan, her yarışı “mutsuz son”la tamamlamaktan bıktı artık... Kalemler kötü yazmaktan usandı artık... Bu rezillik kaderimiz olamaz.Euro 2020‘ye “sürpriz takım, gizli favori” olarak giden milli takım, şampiyonanın “en kötü” takımı olarak dönüyor. Yakışıyor mu bize? Yakışıyor mu, sezon boyu Avrupa’yı sallayan bizim çocuklara?Avrupa takımlarında üst düzey performans gösteren “bizimkiler”, acaba “Türk’ün Türk’e ettiğini kimse etmez” misali bir takımda buluşunca birbirlerini mi bozuyorlar?Dünyanın gerçeği var. Futbolda atletik takımlar kazanıyor. Daha fazla koşan, daha diri, daha çabuk, daha gayretli, çok daha iyi mücadele eden takımlar... Bizde bu “daha... Daha... Daha“lardan teki bile yok...Oynadığımız her takım bize karşı en az 8-10 net gol pozisyonuna girdi. Galler‘in yıllık 330 bin euro alan stajyer hocasına bile “Türkler’e beş atardık” dedirtecek kadar rezil maçlar oynadık.Hakan Çalhanoğlu‘nu Milan‘da izliyorum. Bir maçta sol bekin önünde, kenarda oynadığını görmedim. Sol içte oynuyor. Kenarı sevmiyor zaten... Bizim milli takımda sol bekin önünde kenarda... Tabi şeklen öyle......