Terör denilince Tunceli'nin Aliboğazı, Kutuderesi'nin adı sıkça
geçer. Buralar örgütlerin karargahıdır. Güvenlik güçleri
teröristlere en büyük kayıpları burada verdirir ama şehitler de
buralarda olur. Aliboğazı'na, Kutuderesi'ne girmesi de, çıkması da
zor.
Kutuderesi'nden Aliboğazı'na, Masumpark Deresi'nden geçilir. Dere
tabanının deniz seviyesinden yüksekliği 700 metreyi bile bulmazken,
aynı yerin tepeleri 3 bin metreyi geçer. Geniş dere tabanından 5-6
kişi rahatlıkla yan yana yürüyebilir. O yüzden dere tabanının
askerler arasındaki adı “Londra asfaltı”dır. Aliboğazı'nın 20-30
giriş yeri vardır. Çok sarptır. Oradaki arazinin bu yapısına “ters
kompartıman” denilir. Yani siz bir dağ olduğunu görürsünüz ama o
dağa gidebilmek için çok sayıda dağı geçmek zorundasınız. Her taraf
meşe ormanıdır.
AĞLAYARAK ATEŞİ SÖNDÜREN AĞAÇLAR
Operasyona giden timlerde mutlaka hızar bulunur. Bunlarla
askerin operasyon döneminde rahat geçişlerini sağlanmak için
ağaçlar kesilir. Aliboğazı'nın çıkışında Çemişgezek ve Hozat
ilçeleri arasında Kinzir Ormanları var.
Meşelik alan teröristlerin gizlenmeleri için büyük kolaylık.
Güneydoğu'da bazı ormanlık alanların güvenlik nedeniyle yakıldığı
hep gündeme gelir. Ama Aliboğazı'ndaki, Kutuderesi'ndeki meşeleri
yakmaya kalkışsanız da bir sonuç alamazsınız. Meşe ağaçlarını
yakmaya çalıştığınızda inanılmaz bir olayla karşılaşırsınız.
Yanmaya başlayınca meşe birden ağlamaya başlar. Yani meşeden sular
akar. Meşeden dökülen su, ateşi söndürür. Yöre halkı bu meşelere
“ağlayan meşe” ya da “sidikli meşe” der. Uçurumlardan, mağaralardan
oluşan bölgeye 3-4 tugay askeri soksanız kaybolur.