İşte o tuzaklar: 1- İl ve ilçe başkanları yargıya istediği
müdahaleyi yapabilecek.
2- Cumhurbaşkanı denetlenebilir olmayacak.
3- Eyalet sistemine geçilebilecek 4- Her eyalet ayrı polis ve
eğitim sistemine sahip olacak
5- Tek adam döneminde terör örgütlerine yabancı desteği
artacak…
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu bir bakıyorsunuz Uşak'ta, Denizli'de, Trabzon'da, bir bakıyorsunuz Trakya'nın il ve ilçelerinde. 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak anayasanın neler getireceğini, Türkiye'nin neler kaybedeceğini anlatıyor. Anlatılanları dinleyenler tercihinin neden “hayır” olması gerektiğini daha iyi kavrıyor ve bunu daha savunabiliyor.
Konuşmalarına, bazı siyasetçilerin yaptığı gibi “melekler”i “şeytan”ı katmıyor. Referandumdaki tercihi nedeniyle kimseye “terörist” ya da dinci yapılarla işbirliği yapmakla da suçlamıyor. Tehlikenin büyüklüğünü anlatıyor. Baro başkanlarının önemli bir bölümü de Feyzioğlu gibi, yönetim kurulu üyelerinden Kayhan Karaca gibi dolaşıyor. Feyzioğlu, gittiği il ve ilçelerde neler mi anlatıyor? Biz sorduk, Feyzioğlu şöyle cevaplandırdı:
DENETLENEBİLİR DEĞİL
“Bizim meselemiz parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi, değil. Bizim için önemli olan başkanın denetlenebilir olup olmadığıdır. Bu denetleme yasama ve yargı yoluyla olur. ‘Yargı yoluyla denetleme' denilince nedense hep başkanın Yüce Divan'da yargılanması konusu açılıyor. Bu çok istisnai ve vatandaşımızı da her zaman için ilgilendiren bir durum değil.