Bacağına vuran ağrıyla mücadele eden yazarımız Emin Çölaşan’dan okurlarına mesaj var...
Biliyorum Emin Çölaşan ağabeyimizi, yazılarını özlemişsinizdir. İnanın, Çölaşan da yazmayı, okuyucularıyla buluşmayı çok özledi. Telefonla arayan, gazetemiz bürosuna gelen okurlarımız sağlık durumunun nasıl olduğunu öğrenmek istiyor. Tedavisinin sürdüğünü, iyi olduğunu söylüyoruz ama Emin Abi’nin nasıl acılar çektiğini de biliyoruz.
Gazetemiz Ankara Bürosu’na en erken Emin Abi gelir. Masasında 6 gazete bulunur. Öğlene kadar gazetelerini okur, gün içindeki gelişmeleri de başta SÖZCÜ olmak üzere birkaç siteye girerek takip eder. Gazeteleri okuduğuna göre Emin Abi’nin yemek saati de gelmiştir. Hiç aksatmadan aynı saatte yemeğe çıkar, dönüşte de ilk sözü, “Döne Hanım kahvemi rica ediyorum” olur. O kahvesini ancak bir saatte içer. Bu arada sigarasını da yakar. 1977 yılında aldığı ve o günden bugüne kadar kullandığı kül tablasında kim bilir kaç bin sigara söndürmüştür.
23 ARALIK’TAN BU YANA
Bilgisayarı daha çok daktilo niyetine kullanır, gelen elektronik postaları kağıda basılı olarak Dilek Hanım kendisine verir. İletilerin yanı sıra mektupları da mutlaka satır satır okur. Okuyucuya saygının ne demek olduğunu Emin Abi’den öğrenmiştim. O yazılarına hep “Sevgili okurlarım” diye başlar. Sevgili okurlarımız şimdi Emin Abi’nin sağlık durumunu merak ediyor, ne zaman yazacağını soruyor.
Çölaşan’ın en son yazısı 23 Aralık 2023 tarihinde yayımlandı. Bugün-yarın yazısına başlayacak düşüncesiyle bir açıklama yapmadık. Ancak rahatsızlığı devam edince ve sürecin uzayacağı anlaşılınca 6 Ocak’ta gazetemizde ve internet sitemizde neden yazmadığını, “Yazarımız Emin Çölaşan, belindeki rahatsızlık nedeniyle bir süre evinde istirahat edecek. Bu nedenle severek okuduğunuz yazılarına istemeyerek de olsa ara verdi. Değerli okurlarımıza saygıyla duyurulur” diye açıkladık.
SIRTINDAN GELEN SES...
Emin Çölaşan’ın sağlık durumunda belirgin bir düzelme başlamış. Ama acılar kolay kolay bitmiyor. Hele bir de benzer olay yaşanmasın diye daha dikkatli davranmak zorunda kalıyorsanız; ürkek, korkak oluyorsunuz. Emin Abi’ye sorduk, o anlattı: