Cumhurbaşkanı tarafsızlığını bırakmış, hükümet bütün işleri
öteleyip sadece “evet” için bastırıyor. Konuşmaları, Kemal
Kılıçdaroğlu ile başlıyor, onunla bitiyor. Halkı doğru
bilgilendirmek bir yana, inanılmaz bir biçimde gerilim
körükleniyor. İçeride gerilim, yabancı ülkelerle gerilim. Bu gidiş,
ülkemizi batı ülkelerinden koparacak, oradaki vatandaşlarımızı da
zora sokacak bir gidiştir.
Vize başvurularında istenen belgelerle yurttaşlarımızın
fişlendiğini belirtmiştim. Az bile yazmışım. Banka hesap
hareketlerinden tapulara, parmak izine kadar her şey vize
işlemlerini yapacak olan şirkette toplanıyor. Peki bu şirketlerden
kaçı güvenilir şirket acaba? Türkiye ile Hollanda'nın ilişkilerinin
bozulduğu günlerde yaşanan 1,5 yaşındaki bebeğin vize öyküsü de
hayli ilginç…
BİR VİZE ÖYKÜSÜ…
Oxford Üniversitesi akademisyeni olan Türk vatandaşı, 18 Mart-8
Nisan arasında Hollanda'daki Türkiyeli göçmen işçileri inceleme
amaçlı bir alan çalışması için Hollanda'ya gitti. Araştırmanın
izinleri ve maddi harcamaları üniversite tarafından karşılandı.
Eşi ve 18 aylık kızının da yanına gelmesi için Londra'da Hollanda
konsolosluğu üzerinden Schengen vizesi için istenen belgelerle mart
ayı başında turistik amaçlı vize için konsolosluğun belirlediği
aracı firmaya başvurdu. Eşine, başvurunun 15'inci günü bir yıllık
vize verildi. Ancak 1,5 yaşındaki kızının vizesi için karar
verilmedi. Anneye vize verilirken 1,5 yaşında bebeğe vize sürecinin
uzatılması sonucunda önceden alınan uçak biletleri yandı. Baba,
kızı için karar beklerken başvurunun 16'ncı gününde ek belge
istendi. Teslim edildi ama üzerinden bir hafta geçmesine rağmen
yine cevap yok.
Oxford Üniversitesi'ndeki akademisyen tüm resmi belgelere ve
izinlere rağmen bu sorunu yaşıyorsa, Batı Avrupa'da emeğiyle
geçinen göçmen vatandaşlarımızın bu dönemki siyasi krizden nasıl
etkilendiğini varın siz hesap edin.
SİYASİ ÇIKAR UĞRUNA…