“Ermeni soykırım iddiaları”na karşı devletin öteden beri
izlediği politika, arşivlerin tarihçilere açılmasıdır. Ermeniler,
soykırım yapıldığına sahte belgelerle dünyayı inandırıyor. Kuşkusuz
“hiçbir şey olmadı” da denilemez. Ayrıca 101 yıl önce yaşananları
kendi koşulları içinde değerlendirmek gerekiyor.
“Ermeni yalanları”nı ortaya koymak için en büyük çabayı
gösterenlerden birisi emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, diğeri ise
Siyasal Bilgiler Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Türkkaya Ataöv'dür.
Şimşir, şehit edilen 38 diplomatımızın öyküsünü de “Şehit
Diplomatlar” kitabında topladı ve gelecek kuşaklara yine önemli bir
eser bıraktı.
HER YAZIDA 500 BİN ARTIRDI
Paris Başkonsolosluğumuzu basan Ermeni militanlar bir korumayı
şehit ettiler. Bir diplomatımızı da yaraladılar. “Otorite tanığı”
yani “bilirkişi” olarak mahkemeye Prof. Dr. Türkkaya Ataöv katıldı.
O günlerde önemli bir gazetenin kadın yazarı “soykırıma uğradığını”
öne sürdüğü Ermeni sayısını bir yazısında bir milyon, ikincisinde
1.5 milyon, üçüncüsünde 2 milyon diye yazmıştı.
Ataöv, o gazeteciyle görüştüğünde, “İnşallah yazılarını çocukların
görmez. Aksi halde senin gazeteciliğine inanmazlar” dedi. Yabancı
basında Türk tarafının görüşlerinin yer almaması üzerine Ataöv,
Ermeni yalanlarını kitaplarla belgelemeye karar verdi. İşte o
günden sonra Ermeni meselesiyle ilgili 76'sı yabancı dillerde olmak
üzere 80 kitap yayımladı. 84 yaşındaki Ataöv, “O kitapların her
biri, Ermenilerin elindeki bir silahı alıp yok etti” diyor.
Yetmedi, ABD'de 41 üniversitede konuştu. Ülkemize karşı Birlemiş
Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nda yapılacak büyük bir
haksızlığın önüne geçti, hazırladığı raporu, belgeleri ortaya koyup
karar alınmasını da engelledi. O toplantıda “Talat Paşa'nın,
Ermenileri öldürme emri verdiğine ilişkin belgelerin sahte
olduğunu” da anlatma olanağı bulmuş, konuşması ve raporu karar
alınmasını engellemişti.