Suriye, geçmişte ülkemize çok çektirdi. Baba Esad'ın yönetimde
olduğu dönemde, PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan, Suriye'nin
kontrolünde bulunan Lübnan'ın Bekaa Vadisi'ndeydi. Suriye, terör
örgütüne kamp yeri verdiği, önemli desteklerde bulunduğu için
Öcalan da Suriye'nin isteği dışında hareket edemiyordu.
Suriye istihbarat örgütü El Muhaberat'tan “Ağa” kod adlı Mervan
Zirki, Esad'ın isteklerini iletiyordu. 15 Ağustos 1984 Eruh ve
Şemdinli baskınları da Hafız Esad'ın isteğiyle gerçekleştirildi.
Çünkü Suriye'deki patlamaların sorumlusu olarak Türkiye'yi
görüyordu.
BİRER-İKİŞER AMA…
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, hava
harekatları sonucu kaç teröristin etkisiz hale getirildiğine
ilişkin açıklamalar yapılıyor. Bu mücadele sırasında şehitler de
veriyoruz. Geçen yıl 451 asker, 213 polis, 59 güvenlik korucusu
şehit edildi.
Askerler, terörün en azgın dönemi olarak 1992-1997 yıllarını örnek
verir. Örneğin 1992 yılında 629 şehit, 1993 yılında 715 şehit, 1994
yılında bin 145 şehit, 1995 yılında 772 şehit, 1996 yılında 608
şehit, 1997 yılında ise 518 şehit vermişiz. Sonraki yıllarda
öldürülen terörist sayısı da teröristlerin eylem sayısı da
azaldı.
Ancak AKP hükümeti döneminde “çözüm süreci” adı altında başlatılan,
terörle mücadelenin bir kenara atıldığı dönemde bölücü örgüt önemli
güç sağladı. Terörle mücadeleye yeniden karar verildiğinde de çok
şehit verildi. 2016 yılında 723 askerimiz, polisimiz, güvenlik
korucumuz şehit edildi. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı
da bini geçti. Bakın, bu yılın ilk 5,5 aylık döneminde tam 74
askerimiz, 25 polisimiz, 3 güvenlik korucumuz şehit edildi.
Şehitlerimizi birer-ikişer kaybettiğimiz için bunlar pek yansımıyor
ama acı bilanço da ortada…