28 Şubat Davası’na hep “İntikam davası” olarak bakılıyor. İddianameyi hazırlayan savcının, yargılamayı yapan bazı hakimlerin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu olduğu gerekçesiyle hükümlü, tutuklu ya da yurt dışında kaçak olduğu hep vurgulandı. Dahası dava sürecinde sahte olduğu öne sürülen belgelerden hemen her duruşmada söz edildi.
Komutanlar cezaevine girince birilerinin yüreğinin soğuduğuna ilişkin haberler yansıdı. Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) aldığı ve hükümete tavsiye ettiği kararların sonucuna bakarsak, 8 yıllık temel eğitime geçilmesinin dışında da o kararlardan uygulanan da olmadı. Silah ruhsatları denetim altına alınmış olsaydı, İçişleri Bakanlığı tarafından aranan kişilere silah taşıma ruhsatı verilir miydi? Üzerine gidilseydi pompalı tüfekler internetten alınabilir miydi? Tarikat bağlantılı kişiler bu kadar kritik görevlere getirilir miydi?
ŞABLON DİLEKÇELER
Aslında sanıklar dava aşamasında mahkemeye önemli bilgi ve belgeler sundu. Ancak bunların yeterince dikkate alınmadığı sanık avukatları tarafından belirtildi. Askerlerden şikayetçi olan müşteki/katılanlarla ilgili bilgileri...