Siyaset, terör, seçimler derken etrafımızda olan güzel
şeylerden, örnek uygulamalardan haberdar olamıyoruz. Üniversite
öğrencilerinin barınacak yurt bulamadığı, kredi olanaklarının
sınırlı olduğu ülkemizde, bu boşluğu doldurmak için özellikle
öğrenciyi “kendi safına çekmek” için dini kuruluşlar devreye
giriyor. Yerel yönetimlerin de bu alanda çok şeyler yapabileceği de
ortadadır.
İzmir – Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar,
kendisinden yardım isteyen üniversite öğrencisinin durumunda olan
gençlere nasıl destek olabileceğini düşündü. Apartman sakinlerinin
15-20 lira fazla ödeme yapması halinde yüzlerce öğrencinin
okutulabileceğini, bunun giderek yaygınlaştırılabileceğini öngördü.
Adımı attı ve şu anda 150’yi aşkın apartman sakini her öğrenciye
300 lira verilebilecek bir biçimde ek ödeme yapıyor.
CHP’nin Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, başarılı
bulduğu bu projeyi Ankara’ya taşıdı. Yalnız apartmanlarda oturanlar
değil, taksi durakları, muhtarlıklar, meslek odaları da “biz de
öğrenci okutmak istiyoruz” diye başvuruyor.
Burs verilen, öğrenim durumları yakından izlenen öğrencilere
Karşıya Belediye Başkanı Akpınar “Karşıyaka’nın Filizleri”, Çankaya
Belediye Başkanı Taşdelen ise “Çankaya’nın Filizleri” diyor. Bu
sisteme gönüllü olarak katılan apartmanın, taksi durağının,
muhtarlığın kapısına “Bir üniversite öğrencisi okutuyor” plaketi
çakılıyor. Belediyenin organizasyon gücüyle halkın gücü bir araya
getiriliyor ve sosyal demokrasi anlayışının ürünü ortaya
çıkıyor.
Başkanlar, burs verilecek öğrenci sayısını her yıl artırmayı
planlıyor. Her insan öğrenci okutmayı arzular. Güçler bir araya
geldiğinde kişinin apartman aidatına ek olarak 15-20 lira
vermesiyle o apartman sakinleri öğrenci okutmanın mutluluğunu da
yaşayacak. Taşdelen, 350 öğrenci kapasiteli yurdu da TED
üniversitesiyle birlikte yaptırıyor.