Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde (TSK) Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanması
içinde yer aldıkları gerekçesiyle 1170 asker hakkında dosya
hazırladı. Genelkurmay Başkanlığı ile koordineli olarak hazırlanan
liste, 18 Temmuz'da soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na teslim edilecek, böylece adli işlem de başlatılmış
olacaktı.
FETÖ mensupları, böyle bir listenin hazırlandığını öğrendiğinde 15
Temmuz'da darbe girişimini başlattı. FETÖ'cü askerlerle ilgili
yapılacak işlemler için cumhuriyet savcısı ile görüşülmüş, nasıl
bir yol izleneceği de belirlenmişti. Gelişmeleri yakından izleyen
örgüt, TSK'nın, cumhuriyet savcılığının kararlı tutumunu görünce
darbe planını öne çekti.
DARBE EKİM YA DA KASIMDAYDI
Darbeciler, bu yılın ekim ya da kasım ayında darbe planladı.
Hazırlıklar da hep buna göre yürütülüyordu. Yüksek Askeri Şûra'da,
kendilerine yakın general ve amirallerin bir üst rütbeye
yükseleceğini, albaylıktan generalliğe de yine kendilerine yakın
isimlerin geleceği beklentisi vardı. Böylece darbe girişimi daha da
kolaylaşacaktı.
Darbeci grupta yer alan, karargahlarda önemli görevlerde bulunanlar
devletin boş durmadığını, YAŞ'ta Fethullahçı olarak bilinenlerin
ayıklanacağını katıldıkları toplantılarda da öğrendi. Örneğin
Muharip Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver, terfi
sırası gelen komutanlarla ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hulusi Akar'a düşüncelerini anlatırken, odada bulunan komutan da
not alıyordu. O komutan şimdi tutuklu…
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Hükümet, Olağanüstü Hal (OHAL)
Yasası'na dayanarak Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarmaya başladı.
Askeri liselerin kapatılması, Harp Okullarının Milli Savunma
Bakanlığı'na bağlı bir üniversite çatısı altında toplanması da yer
aldı. Bu okullarda öğrenim gören ve 10 gün sonra göreve başlayacak
olanlar bile FETÖ mensubu diye göreve başlatılmayıp askerlik
hayatları sonlandırıldı.