Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için, Atatürk son mesajında
“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan ve her zaman
zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan Kahraman Türk Ordusu.
Türk vatanının ve Türk camiasının şan ve şerefini, dahili ve harici
her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an
ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve milletimizin itimadı tamdır”
demişti.
Milli Kurtuluş Savaşı’nın galibi, Cumhuriyet’in muhafızı Türk
Silahlı Kuvvetleri’yle oynanıyor. 15 Temmuz Paralel Kalkışması’nın
faturasını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsallığına çıkarma
amaçlı afişler toplumun büyük kesiminde tepki gördü.
KRAVATLILAR NEREDE?
Bir 15 Temmuz şehidinin yakını olan Recep Sanal, kaymakamlık,
mülkiye müfettişliği, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu
üyeliği de yaptı. FETÖ kadrolarının devlete yerleştirilmesine,
hakkında raporlar bulunanların yine nasıl yükseltildiğine de tanık
olmuştu. Sanal, isyanını şöyle aktarıyor:
“15 Temmuzu anlamak için, 14 Temmuzu da bilmek gerekir. FETÖ’nün
üniformalı ve miğferli askerlerinin yanı sıra, sivil kıyafetli
askerlerini de hatırlamak gerekir. Bir şarlatana her istediğini
veren kravatlıların da afişinin basılması istiyoruz. Cahil bir imam
tarafından kandırıldığını söyleyenlerin, FETÖ ile halvet döneminde,
onları devlet kadrolarına yerleştirmek için namuslu devlet
adamlarına zulmedenlerin suratlarını da o afişlerde görmek
istiyoruz.”
Afişlere baktığınızda ilginç bir ayrıntı daha beliriyor.
Resmedilenler hep er, uzman çavuş ve askeri öğrenciler. Ortada
rütbeli kimse gözükmüyor. Sanırsınız bu garibanlar darbeye
kalkışmış, 249 şehidimizin sorumlusu bunlarmış gibi gösteriliyor.
Bugün cezaevlerinde kimisi 3 günlük, kimisi terhisine 3 gün kalmış
400 civarında er olduğunu da hatırlatalım.