Ülkemizin gündeminden hiç düşmeyen ve her yeni iktidar döneminde artarak devam eden rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük, benzeri yüz kızartıcı suçlara ilişkin iddialarda; cumhuriyetin savcıları re’sen harekete geçmedikleri için yargı denetimi çalışmıyor. Bu defa gözler cumhurbaşkanına dönüyor ve idari denetim mekanizmasını devreye sokması bekleniyor. Ortaya saçılan ciddi iddiaların devletin en yüksek idari denetim birimi olan Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından araştırılması ve soruşturulması isteniyor.
Peki, DDK devreye sokulursa ne olur? Yolsuzluk yapanların yakasına yapışabilir mi? Kamu gücünü kullanarak kamu varlıklarını aşıran hırsız, arsız ve ahlaksızların ipliğini pazara çıkarabilir mi? Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yiyen rantiyecilerin cezalandırılmasını sağlayabilir mi?
SİYASİ YOZLAŞMA
DDK’nın yapısı ve işleyişiyle ilgili en kapsamlı çalışmanın, 2000 yılında TODAİE tarafından basılan “Türkiye’de Yönetsel Denetim ve Devlet Denetleme Kurulu” adlı kitap olduğunu biliyordum. İşte konuyu asıl uzmanına, yani bu kitabın yazarı olan kurulun eski üyelerinden Dr. Recep Sanal’a sordum? İşte...