12 Eylül 1980 darbesinin lideri Kenan Evren’e bugün televizyonlarda, köşelerinde atıp-tuttuklarına bakmayın. Bunların önemli bir bölümü Kenan Evren‘in alkışçılarıydı. O yüzden, şu anda yönetimde olanlar, etrafındakilerin şakşaklarına, dolduruşlarına gelmesin.
Bugün o yakın çevresinde bildikleri arasında onu hançerleyen çok olacaktır.
12 Eylül 1980 öncesinde “sağ-sol çatışması” sonucu 5 bin 200 kişi öldürüldü.
12 Eylül darbesinden sonra yaygın tutuklamalar, işkenceler yaşandı. İdamlar gerçekleştirildi. Bugün beğenilmeyen Anayasa’ya da halkın yüzde 92’si “evet” oyu vermiş, o güne kadar Evren’in yaptıklarını onayladığını ortaya koymuştu. Bugün yüzde 10 seçim barajından şikayet edenler, işine gelen maddeleri değiştirip 33 yıldır bu maddeyi değiştirmemişlerse Evren ne yapsın?
BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?
Bazı siyasiler, yazarlar, 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin eleştirilerini ortaya koyarken, “Erdal Eren’in yaşını büyütüp astılar” diyor. İdamlara karşı olmak ayrı, bir kişinin yaşının büyütülerek idam edilmesini gündeme getirmek çok farklı konular.
Ya da, bir askeri şehit eden bir gencin idam edilmesi gerekir miydi?
Eğer, 17 yaşındaki bir kişiyi idam edebilmek için yaşını büyütüyorlarsa bundan büyük suç olabilir mi? İddianameyi hazırlayan dönemin Sıkıyönetim Askeri Savcısı, kararı veren mahkeme heyeti, idamı onaylayan Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun üyelerinin tamamı zan altında bırakılıyor, hepsi 17 yaşındaki genci idam ettirmek için yaşının büyütülmesi olayının zanlısı haline geliyor.