17 Aralık “rüşvet ve yolsuzluğun” boyutunun ve nerelere kadar uzandığının ortaya konulduğu tarihtir. Bu olayı ortaya çıkaran cumhuriyet savcısı, emniyet mensuplarının tamamına “paralelci” damgası vuruldu. “Paralelci” söylemi rüşvetlerin doğru olup olmadığının önüne geçti. Bir dönem “Ergenekoncu”, “Darbeci” diye insanlar damgalanırken, şu dönemin en geçerli aşağılama yöntemi de “paralelci” damgasıdır. Bu ülkede cemaat yapılanmasının boyutlarını ortaya koyduğumuzda, bunların “yalan” olduğunu öne sürenlerin savcılıklara, mahkemelere gönderdiği belgelerle beraatlerini sağlayanlar, şimdi farklı telden çalıyor. Meraklanmayın onlar yine değişirler. GİZLİ DAMGALI YAZIDAN… Ankara Cumhuriyet Savcılığı zamanında Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği “gizli” damgalı yazıda, “Yapılmakta olan bir soruşturma nedeniyle Fethullah Gülen Cemaati adı altında bir örgütlenme bulunup bulunmadığı var ise bu örgütün örgüt yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmesi” isteniyor. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı imzasıyla Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'na gönderilen cevapta aynen şunlar yazılı: “Kayıtlarımızda yapılan araştırmada, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında, Fethullah Gülen Cemaati adı altında bir örgütlenmeye rastlanmamıştır.” Bu yazışmaların hepsi AKP döneminde yapıldı. Gazeteci olarak bizlerin gördüğünü, emniyetin en tepe noktasında bulunanlar “dönem gereği” görmemiş. Onları “aldatıldık” diyenler kervanında görüyoruz.