Cizre’de, Sur’da, Silopi’de, Nusaybin’de yaşananları herkes
merak ediyor. Orada neredeyse sadece yargı, Emniyet mensupları,
kaymakam kalmış. Diğer memurların çoğu ilçeden ayrılmış. O yüzden,
aynı meslek mensupları o ilçelerdeki arkadaşlarını arıyor, moral
veriyor, durumu soruyor.
Ankara Adliyesi’nde bir yargı mensubu, “sorunlu ilçenin” yargı
mensubuyla telefonla konuşurken içeriye girdim. Karşı tarafın
sesini de duyabiliyordum. O ilçelerde kamu görevlilerinin ne zor
koşullarda çalıştığını kısa bir konuşmaya tanık olduğunuzda da
öğrenebiliyorsunuz. Sayfalar dolusu yazmak yerine onların
konuşmalarını sizlere duyurmak herhalde daha doğru olur. İşte o
yargı mensubunun konuşması:
- Etraf nasıl, adliyeye gidiyor musunuz? Yoksa evde
misiniz?
- Gidemiyoruz evdeyiz. Her yerde çatışma var. Buralar güvenli
değil. Operasyon ve sokağa çıkmama dışında sıkıntımız yok.
- Adliyede işler nasıl yürüyor?
- Kâtipleri gönderiyoruz bir iş var mı diye. Varsa gidiyoruz.
- Gerçekten haberlerdeki kadar PKK’lı vuruluyor
mu?
- Vuruyorlar da ceset alamıyoruz pek. Kaçırıp gömüyorlar.
- Peki, nasıl başladı bu iş?
- Valla dayanılmaz bir hal almıştı. Bu hendek işi aslında geçen
senenin işi. Üç aydan beri de güçlerini ikiye katladılar. Bunların
var olmadıkları yer yok. Belki adliyede bile varlar. Bizimle ilgili
de haber uçuruyorlar. Geçen benim morgda olduğumu birileri uçurmuş
olacak ki hiç atmadıkları yere roket attılar.
- Geçmiş olsun kardeşim. Alış-veriş falan nasıl
yapıyorsunuz?
- Aldırıyoruz Emniyet’in kantininden, marketten. Şükür erzak
ihtiyacımız yok. Zaten sokağa çıkma yasağının geleceğinden önceden
haberimiz olduğu için epey stok da yapmıştık.
- Durumlar nasıl temizlendi mi ilçe biraz?
- Daha yeni başladı gibi bir şey. Burada örgüt kuvvetliydi.Yavaş
yavaş, temkinli olarak gidiyorlar. Ucu açık bir operasyon. Adamlar
üç yıldır yığınak yapmış, kolay kolay vazgeçmeyecekler.
- Adliyeye nasıl gidiyorsunuz?
- Mecbur kalmadıkça gitmiyoruz. Duruşmalar da yapılamadığı için
tutanak düzenleniyor. Mahallelere göre nöbet uyguluyoruz. Herkesin
nöbet görevi var. Bir kişi sadece otopsilere bakıyor.
- Öldürülenler hep PKK’lı mı, yoksa siviller var
mı?
- Genelde PKK’lı. Onların da üzerinden kimlik çıkmaz. Hatta ne
kimliği giysi bile yok. Adamların elbisesinde, ellerinde barut izi
kalmasın diye yıkıyorlar, soyuyorlar.
- Vay be kimsesizler mezarlığına mı
gömülüyorlar?
- Yok, kimlik tanıkları var, kimlikleri belli oluyor.
- Onların soruşturmaları nasıl oluyor?
- Şu an ciddi sıkıntı ama çünkü morglar doldu. PKK’nın da vurduğu
var. Örgüt içinde infazlar bilmem neler var.
- Bulunduğunuz yerler güvenli mi?
- Değil. Hiçbir yer güvenli değil. Adamlarda bir tek tank yok.
Docka, havan, ağır makineli tüfek, roketatar her şey var. Güvenlik
güçlerinin dağılması için çatışmaları her tarafa yaymak istiyorlar.
Böylece kuvvet bölünmüş olacak. Hainler sırf yığınak yapmış.
- Neyse size bir şey olmasın da bir şeye ihtiyacınız var
mı? Buradan yollayayım.
- Yollasan da gelmez. Giriş çıkış yasak ilçeye. Hastaneye ancak
zırhlı araçla gidiyoruz.
Şu konuşmaları duyduktan sonra fazla yazmaya gerek yok.