Geçen perşembe günü gündem CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'na yönelik suikast girişimiydi. Cuma günü gündem saat
06.30 itibariyle yine Cizre oldu. Emniyet binasına yapılan saldırı
sonucu 11 polisimiz hayatını kaybetmişti. Unuttunuz değil mi
Gaziantep'te, Elazığ'da, Mardin'de, Diyarbakır'da olanları… Hatta
15 Temmuz gecesinde yaşanan darbe girişimi bile gündemden
çıktı.
Türkiye'nin bir ilinde 14 Mart'tan bu yana “sokağa çıkma yasağı”
uygulandığından haberiniz var mı? Çoğunuzun yoktur. Hem de “14
Mart'tan bu yana sokağa çıkma yasağı uygulanır mı?” dersiniz. Merak
edip dün Şırnak'ı telefonla aradım. “Sokağa çıkma yasağı devam
ediyor, ne zaman kaldırılacağı da belli değil” dediler. Konuştuğum
kişi, “FETÖ'cülerin üzerine gidildiği kadar PKK ve KCK'lıların
üzerine gidilmedikçe terör bu yörede asla bitmez” diye ekliyordu.
Terörle mücadele edenler, onlara her türlü desteği veren aileler de
umutsuzluğa sürükleniyor.
BUNLARIN HEPSİ CAN…
Ne kolay, “Cizre'de 11 polis şehit edildi” demek… Onların hepsi
birer can. Hemen her gün 3-5 şehit haberi geliyor. Bunların bir de
toplamına bakalım ve olayın büyüklüğünü anlayalım:
7 Haziran 2015 yani seçimlerden günümüze kadar meydana gelen terör
olaylarında 407 asker, 244 polis, 25 korucu olmak üzere 679 şehit
verdik. Aynı dönemde hayatını kaybeden sivillerin sayısı da 543'e
ulaştı. Onlarla birlikte tam bin 219 kişi hayatını kaybetmiş
oluyor. Türkiye terörle iç içe… Her an bir yerde bomba
patlayacakmış gibi… İnsanlar tedirgin, toplum gergin. İşte böyle
dönemi değerlendirmek isteyen terör örgütleri var.
Daha geriye bakmıyoruz. Çünkü, hep şehit, hep hayatını kaybeden
insanlar, hep gaziler, hep yaratılan korku ortamı… Açıkçası
fırsatını bulan, olanağı olan artık Türkiye'de yaşamak istemiyor.
Hele Güneydoğu'nun il ve ilçelerinde Kürt kökenli vatandaşlarımızın
dışında neredeyse kimse kalmadı. Malını-mülkünü yok pahasına satıp
ayrılanların bu kadar fazla olması dikkat çekmiyor mu?
Silahlı terör örgütü denilince akla sadece PKK gelirdi. Sol
örgütlerin zaman zaman etkili eylemleri olsa da, büyük ölçüde örgüt
kontrol altında tutuluyor. Suriye olayından sonra ülkemizin başına
bir de IŞİD belasını sardılar. Bu da yetmedi, Fethullahçı Terör
Örgütü'nün darbe girişimine tanık olduk. Böylece, FETÖ de silahlı
örgüt oldu. Örgütler artıyor, zaman zaman bunlar arasında işbirliği
yaşanıyor, eylem alanları genişletiliyor.
PKK'NIN EMRİNDEKİ SOL ÖRGÜTLER
Bölücü örgütün Kandil'de bulunan sözde liderlerinden Duran
Kalkan'a, HDP'li milletvekilleri aracılığıyla ulaşan mesajlardan
biri de, sol örgütlerle işbirliğine girilmesi, Karadeniz bölgesine
ağırlık verilmesiydi. Duran Kalkan, PKK içinde sol grubu temsil
eden teröristtir. Adana Düziçi Öğretmen Okulu mezunuydu. Ankara
Yükseköğretmen Okulu'nun Fen-H sınıfında öğrenim görürken PKK'ya
katılmıştı. Silahlı sol örgütlerle ilişkileri yine o yürütüyor.
Kandil'de, silahlı sol örgütlerin önde gelenleriyle yapılan
görüşmeler sonucu 12 Mart 2016 tarihinde protokol imzalandı.
Protokolde kendilerine “Birleşik Devrim Hareketi” diyen MLKP, PKK,
TKP/ML, DKP, MKP, TKEP/L, TİKB, THKP-C/MLSPB ve Devrimci Karargah
gibi silahlı sol örgütler yer alıyor.
Etkili bir gücü olmayan sol örgütler PKK'nın vereceği
silah-mühimmat ve diğer