30 polisimizin şehit edilmesi, 8 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi büyük yankı uyandırdı. Ulusal yas ilan edildi. Terör eylemini gerçekleştirenlere lanetler yağdırıldı. İntikamın alınacağına ilişkin açıklamalar yapıldı. Önemli olan olayları önceden önlemek. Eylem gerçekleştirildikten sonra bir gün mutlaka bu eylemi gerçekleştirenlerden hesabı sorulacaktır. Ama bu arada giden gitmiş oluyor.
Türk askeri Suriye'de dinci terör örgütü IŞİD'le mücadele ediyor. Askerimiz bölücü terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantılarının hesaplarını bozmak için çalışıyor. Irak topraklarında da askerimiz bulunuyor. Bir de ülkenin başına bela olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) var. Her örgütün yurtdışı bağlantıları, arkalarında istihbarat kuruluşları var. Türk askeri sınır ötesinde olursa, bölücü örgütler de “intikam” amaçlı olarak Türkiye topraklarında, büyük kentlerimizde eyleme kalkışabilir. Bunun son dönemde örnekleri de var.
SAKIN “ZAFİYET YOK” DEMEYİN
Ülkemizde meydana gelen terör olayları için başkalarını suçlamaya gerek yok. Hangi ülke ne yaparsa yapsın, bunları yakalamak, etkisiz hale getirmek güvenlik görevlilerimize düşer. Bunun için de sağlam istihbarat gerekir. Darbe yapılacağına ilişkin haberi alınamıyor; Cumhurbaşkanı, başbakan zamanında bilgilendirilmediğinden yakınıyorsa olayların önünün alınması da zor gözüküyor.