Mevcut yasalara göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nde subay 31 yıl
hizmet eder, terfi edemezse 31 yılın sonunda zorunlu olarak emekli
edilir. Bu durumda olanlara 65 yaşına kadar “kadrosuzluk tazminatı”
ödenir. Astsubaylar ise 56 yaşına kadar hizmet verip emekli
olurlar. Bu yıl emekli olma sırası 1985 dönemi subay olanlara
geldi. Çünkü onların 31 yılı doluyor. Ya terfi ettirilecek ya da
kadrosuzluktan emekliye ayrılacaklar.
Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de bazı değerler bozuldu.
Liyakat bir kenara bırakıldı. Liyakate göre terfi sistemini
zamanında kuramadığı ve her sırası gelen albay olabildiği için hem
albay sayısı arttı, hem de rütbenin ağırlığı azaldı. İşte bu
aşamada ilginç öneriler ortaya atılıyor. Bu yıl kadrosuzluk
nedeniyle emekliye sevk edilecek 1985 dönem albayların yanı sıra
1986, 1987 ve 1988 mezunlarının da zorunlu emekliye sevk edilmesi
gündeme getirildi.
AL ÇANTANI, EVİNE GİT
Onlara “Al sana 20 bin lira, al sana 40 bin lira, al sana 60 bin
lira fazladan tazminat. Al çantanı evine git” denilecek. Görünüşte,
iyi niyetli bir çaba gibi görünüyor. Ama durum sanıldığı gibi
değil.
81 ilimizde şu anda görev yapan İl Jandarma Komutanından 32’si “al
çantanı evine git” denilecek dönem mezunlarından oluşuyor. Bunlar;
başta terör, asayiş olayları olmak üzere kaçakçılıkla mücadelede de
deneyim kazanmış isimlerdir. Onlar, mülki, adli ve askeri
makamlarla ve dönem dönem sorunlar yaşadığı Emniyet ve MİT ile
koordinede kurumsal hafızayı taşıyan komutanlardır. Emsalleri
arasından özenle seçilerek o makamlara getirilmişlerdir.
Yüklendikleri sorumluluk ile orantısız ek ücretler ile o makamlarda
çalışırlar. Yani Orduevi’ndeki Müdür ile İl Jandarma Komutanı olup
5 bin kişiyle terörle mücadele eden zabit arasındaki fark 7/24
mesai ve full strestir.
Bu durum yalnız Jandarma’da değil, Kara Kuvvetleri Komutanlığı,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı’nda da aynıdır. Yani; en deneyimli elemanlar
ve sayıları çok az olmakla birlikte “şu adamın emekliliği bir gelse
de gitse” diyenlerle bir arada çalışıyor. Hepsi de albay. Albayın
emrinde albaylar ve hatta onun emrinde de albaylar gibi… Son
yıllarda birilerinin yerine geçmek için dönen ayak oyunları ve
ihbarları mahkemelerde de öğrendik.
CEMAATLEŞME O DEVREDE ARTTI
Bundan sonrasını emekliye ayrılmış bir generalle konuşurken,
“Beyler; pire için yorgan yakmayın” dedi ve şunları anlattı:
“Gelelim olayın diğer tarafına. ‘İşi biliyorum’ diyenlerin bile
kaçırabileceği yönüne. Birazcık ilgili olanlar biliyor ki; cemaat,
Kuleli Askeri Lisesi’nden, Harp Okulları’ndan başlayarak Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne bilemediğimiz, ölçemediğimiz kadar sızdı.
Bunların yoğun olduğu devreler 1989 ve sonrası mezun olanlardır.
Yani; 1985, 1986, 1987 ve 1988 mezunları yoğun temiz olan son
devrelerdir. Şimdi onlara ‘al sana ek tazminat, al tecrübeni’
denilip ‘İstikamet evleriniz, dağılın! Marş marş’ komutu veriliyor.
Eğer bu komutun altında kasıt yoksa ağır bilgisizlik vardır. Bence
kasıt vardır ve bu durum hiç hayra alamet değildir. Sözü edilen 4
devrede halen bin 72 albay görev yapıyor. Bunun 109’u jandarma,
bunlardan da 32’si il jandarma komutanı.”
“Parayı ver emekliye sevk et” planının altında içinde hemen hemen
hiç “cemaatçi” olmayan subaylar var. Onlar da, tıpkı Emniyet’te
olduğu gibi “cemaatçileri temizliyorum” adı altında Atatürkçü
subaylar da gönderilecek.