Anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylaması öncesi, “hayır”
diyenleri terörist ilan eden iktidar, şimdi de “adalet… adalet”
diye yürüyenlere de “terörist” damgası vuruyor. Açıkçası AKP
yöneticileri gibi düşünmeyen, hükümeti eleştiren herkes terörist,
vatan haini gösteriliyor.
Gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız yargı olsa, bu durum halkı ve
başta yargı mensuplarını memnun eder. Hükümetin yargıyı tam
anlamıyla denetimi altına alma planı, aslında en çok yargı
mensuplarını rahatsız ediyor. Onlar yargının içine düşürüldüğü
durumu daha iyi görüyor, yaşıyor.
ONLAR NE DİYOR?
Yüksek mahkemede daha önce başkanlık görevinde de bulunan saygın
bir isimden, yargının içini, onların adalet yürüyüşüne bakışını ve
beklentilerini dinledim. İşte anlattıklarından bir bölüm:
“Yapılan adalet yürüyüşü konusunda meslektaşlarımızla sohbet
ettiğimizde, yürüyüşün son derece haklı ve gerekli, hatta gecikmiş
bir karar olduğunu belirtiyorlar. Çünkü adalet sistemi son derece
bozulmuş vaziyette. Bozulan sistemi düzeltmeye kalkışsanız bile 20
yıldan önce düzelmez görüşü hakim. Ne yazık ki içtihatlar, karar
yazmaları, adil karar vermeler önemli ölçüde ortadan kalktı. Şimdi
bir kısım hakimler ‘aman zarar görmeyeyim, başıma bir şey
getirilir' endişesiyle hareket ediyor. Kendilerine sorduğumda ‘Bir
takım insanların kayırıldığını biz de biliyoruz. Üstün irade
karşısında yapacağımız fazla bir şey yok. Siyasi iktidar yargıyı
elinde tutmaktan vazgeçmeli' diyorlar.”
SORUMLULARINA DOKUNULMUYOR
4 bin 203 hakim FETÖ bağlantısı nedeniyle ihraç edildi, bunların yarısı cezaevinde. Yeni alınan hakimin işleri tam anlamıyla öğrenmesi en az 10 yıl sürüyor. “Hakimliğin en olgun ve zirve yaşı”nın da 60 olduğu söylenir. Genç hakimlere yol gösterecek kıdemli hakim de neredeyse kalmadı. Oysa, FETÖ baskısı sonucu yaş haddini bile doldurmadan ayrılan hakimlerden isteyenleri göreve döndürülebilirdi. Hükümetin yaptığı ise AKP bağlantılı olanları hakim ve savcı olarak atamak oldu.