Gazetecilikte ilk tanıdığım İçişleri Bakanı, Hasan Fehmi Güneş’ti. 12 Eylül 1980 öncesi hemen her gün 10-15 vatandaşımız “Sağ-sol çatışması”nda hayatını kaybediyordu. PKK’lılara “Apocular”, “Yandım Allah Çetesi” deniliyordu. Merkezleri de Şanlıurfa’nın Siverek ve Hilvan ilçeleriydi.
Bakan, 10 günlük bir geziye çıktı. Yanında gazeteci olarak sadece ben vardım. Siverek’te, bakanın öldürüleceğine ilişkin duyumlar alınmıştı. O yüzden Güneş’in Siverek’e gitmemesi isteniyordu. Ancak, Güneş, devleti aciz göstermemek için özellikle gidiyordu. Birlikte Siverek’e geldik.
BAKANIN YAKININDA CİNAYET
Çok sıkı önlemler alınmıştı. Her taraf komandolar tarafından tutulmuştu. Bakan, kaymakamlıkta toplantı yaparken, ben de hükümet konağının yanındaki bahçede vatandaşlarla sohbet ediyordum. Arka arkaya patlayan silah sesleri üzerine hep birlikte sesin geldiği tarafa koştuk. Öldürülen, Adalet Partisi (AP) Milletvekili, Bucak aşireti reisi Mehmet Celal Bucak’ın kahyasıydı. Bakanın bulunduğu ilçede, üstelik bakana 100 metre uzaklıkta cinayet işleniyordu. Fotoğraf makinesinin film...