Önemli bir davanın avukatı telefonda, “AKP milletvekili Şaban
Dişli'nin, Tümgeneral olan kardeşi Mehmet Dişli nerede biliyor
musunuz?” diye sorduğunda, muhtemelen Sincan Cezaevi'nde olduğunu
söyledim. Sanki, cezaevinde değilmiş, farklı şeyler biliyormuş
izlenimi edindim. Daha sonra aynı kişiyle yüz yüze konuştuğumda,
“Dişli'nin Sakarya'dan hemen her hafta cezaevi ziyaretine gelen
karı-koca iki avukatı var. Son dönemde ikisini de görmüyorum. Bu
işte bir gariplik var” dedi.
Tümgeneral Mehmet Dişli, bazı ifadelere göre darbe girişiminin en
kilit ismi. İfadelere göre Genelkurmay Başkanı'nı Akıncı Üssü'ne
götüren de, onu girişimin başına geçmeye ikna için çalışan da, bir
gün sonra helikopterle Çankaya'ya getiren de o. Son olarak Özel
Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın ifadesini
okuyunca soru işaretleri daha da arttı.
“KOMUTANIM OPERASYON BAŞLIYOR”
Resmi belgelere dayanarak yazdığım Doğan kitaptan çıkan “Kod Adı
Mürted” kitabımdan Mehmet Dişli ile ilgili iki bölüm
aktaracağım:
Saat 21.00'e geliyordu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi
Akar'ın odasına gelen, karargâhta görevli Proje Yönetim Daire
Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'ydi. “Komutanım, operasyon
başlıyor” dedi. Akar, Güneydoğu'da yürütülen operasyonlardan söz
edildiğini sandı. Dişli, “Herkesi alacağız. Taburlar, tugaylar yola
çıktı. Biraz sonra göreceksiniz” dediğinde, bu operasyonun farklı
bir şey olduğunu anlamıştı. Akar, elindeki kalemi sertçe masaya
attı, “Ne diyorsun ulan? Ne operasyonu, sen manyak mısın? Bunlar ne
demek, nasıl konuşma?” dedi ve elini masaya vurdu.