AKP’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini
kaybetmesinden sonra seçime “Olağanüstü itiraz”, “Tam
kanunsuzluk gerekçesiyle itirazı” sıkça duyduk. Olağanüstü
itiraz, seçim sonucunu etkileyeceği gerekçesiyle yapılıyor ve
itirazın da 7 gün içinde yapılması gerekiyor. İtiraz konuları ise
oy verme gününde yapılan işlemleri kapsıyor. “Tam
kanunsuzluk” ise kanunla düzenlenmemiştir. Yüksek Seçim
Kurulu’nun (YSK) seçimi güvenli bir biçimde yapma görevi var.
Kanuna tam bir aykırılık tespit edilirse, seçmen iradesi ortadan
kaldırılıp seçim sonucunu etkileyecekse başvuru zamana bağlı
olmadan daha sonra da yapılabiliyor.
AKP’nin başvurusu üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
seçiminin yenilenmesine karar verildi. AKP, bunun bu kadar kolay
olacağını bilseydi, yalnız İstanbul’la değil, diğer yerler için de
başvurular yapardı. Aynı YSK, diğer siyasi partilerin itirazı için
“Zamanında itirazda bulunmadınız” diye reddediyor,
ama AKP olunca önceki kararlarını çöpe atıyor.
İPTALİ ÖNLEMEK İÇİN
YSK’nın 5 saat süren toplantısında üyelerin konuşup tartıştığını
sanmayın. Oy kullanma yetkileri olmayan CHP Temsilcisi
Mehmet Hadimi Yakupoğlu ile AKP Temsilcisi
Recep Özel saatlerce tartıştı. Zaman zaman
üyelerden de görüş belirtenler oldu. Seçimin iptali yönünde oy
kullananların sessiz kalmaları da dikkat çekiciydi. Sonuçta, YSK
bugüne kadar olan içtihatlarını, kararlarını bir kenara bıraktı ve
AKP’nin istediği yönde kararını verdi. Karardan sonra
Yakupoğlu, CHP Genel Merkezi’ndeki toplantıya
katıldı ve bundan sonra izlenecek politikalar üzerinde duruldu.
Hatta, YSK’dan temsilcinin çekilmesi de bunlar arasındaydı.
YSK’da, CHP ve AKP temsilcisi arasındaki tartışma, sandık kurulu
oluşturulmasına ilişkin, oy verme günü sandık başında yapılan iş ve
işlemlere yapılan olağanüstü itirazlar üzerine oldu. YSK’nın, 2
Mart’ta listelerin kesinleştiği gerekçesiyle Mustafakemalpaşa,
Pasinler ve üç üyeli sandık kurullarına yapılan “Tam
kanunsuzluk” başvurularını reddetmesine rağmen, İstanbul
seçiminde ısrarla “Olağanüstü itiraz” süreci
işletildi.
Bunun anlamı, ilçe belediyeleri, belediye meclis üyeleri ve
muhtarlık seçimleri ile 24 Haziran seçiminde de “Kanuna
aykırı sandık kurulu oluşumu” sebebiyle, bu seçimlerin
iptalinin önüne geçmekti. Çünkü “Tam kanunsuzluk”
halinde; süresinde itirazda bulunma şartı yok. YSK, tam kanunsuzluk
halini resen belirlediğinde konuyu inceler ve karar verir. İşte
bunun önü kesildi.
ARTIK BAŞKA ŞEYE BAKILACAK
YSK’nın, kurulduğu 1950 yılından bu yana böyle bir itiraz
sürecine ve böylesine siyasi bir karara imza atmadığı biliniyor.
Yasaların ve yerleşik uygulamaların dışına bugünkü gibi çıkarsanız,
nerede ve zaman duracağınızı bilemezsiniz. Her konuda YSK’nın, ne
zaman ve nerede duracağı kestirilemez. 31 Mart kararı yasa ve
yerleşik uygulamaları, yerle yeksan ettiği gibi bildik tüm seçim
ezberlerini de bozdu.
Artık her seçim sonrasında kısıtlı, hükümlü, asker ve ölü seçmen
arayıp, seçim sonuçlarıyla karşılaştırmanın yanı sıra yepyeni bir
uygulama olacak. Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı ve
üyesi de aranacak. Böylece kamu görevlisi olmayan sandık kurulu
başkanı ve üyesinin görev yaptıkları sandıklarda hiçbir usulsüzlük
olmamasına rağmen, seçmen sayısı seçim sonucundaki oy farkından
fazla ise o sandıklardaki tüm oylar iptal edilecek, seçmenin
iradesi çöpe atılacak.
AYAKLARINA DOLANACAK