Turgut Okyay, 1999’da Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başkanı’ydı. Bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ı yargılayan heyetin başkanı olarak da tarihe geçti. Dava 31 Mayıs’ta başlamış, 29 Haziran’da idam cezası verilmesiyle son bulmuştu. Yargılamanın 20’nci yılında, Okyay’la bir araya geldik. Okyay, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
– Öcalan davası, Türk yargısını dünya vitrinine çıkardı. Kimse bir kusur bulamadı. Dünya basını bizden hep övgüyle söz etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargılama aşamasıyla ilgili hiçbir kusur bulamadı. Hukuki açıdan zor bir dava değildi. Önemli olan davanın güvenliğiydi. Duruşmaların sevk ve idaresi yönünden de bir kusurumuz olmamasına büyük özen gösterdik.
42 YIL ADALET DAĞITTI
Adıyaman’ın Tut ilçesi nüfusuna kayıtlı olan 79 yaşındaki Turgut Okyay, ülke gündemini yakından izliyor. 42 yıllık meslek hayatının ardından otomobili olmadığı için hâlâ otobüsle, metroyla yolculuk yapıyor.
YARGI BAĞIMSIZDI
– Aradan 20 yıl geçti şunu çok açık yüreklilikle söylemek istiyorum: Davaya hiç kimse müdahale etmedi. Hiç kimse tavsiye ve telkinde bulunmadı. O zamanlar Türk yargısı tamamen bağımsızdı.
– ‘Adalet kuvvetli, kuvvetliler de adil olmalıdır’ diyor bir düşünür. Çok önemli bir söz. Ülkemizde yargı bağımsız ve güçlü değilse, haklar ve özgürlükler de gelişemez. Yaklaşık bin yıl önce Selçuklu vezirlerinden Nizamülmülk, ‘Bir ülkede insanlar inançsız yaşayabilirler ama adaletsiz olarak yaşayamazlar’ demiştir. Ülkemizin güçlenmesini istiyorsak yargının bağımsızlığına ve üstünlüğüne saygı göstermeliyiz ve önem vermeliyiz.