Okullara dini eğitimi yerleştirmek, bütün okulların ders programlarını imam hatip liselerine benzetmek adına Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta yeni bir uygulamayı devreye sokuyor. Bunlar yapılırken, birçok konu bakanlık bürokratlarının bilgisi dışında gelişiyor. Eğitime göz diken meğer ne kadar çok dini vakıf ve dernek varmış.
Milli Eğitim Bakanlığı, yapması gereken hizmetleri dini vakıflarla protokol imzalatıp yaptırmaya çalışıyor. Daha doğrusu istemeseler de, baskılara dayanamayıp isteklere “evet” diyorlar. 1 milyon öğretmeni bulunan bakanlık, kendi öğretmenine değil vakıfların öğretmenlerine güveniyor olacak ki, “Çocukların zihinlerini bilgiyle doldurarak öğretim yaparken gönüllerini de sevgiyle donatıp onların ahlaklı birer fert olarak yetişmelerini” bir vakfa yaptırıyor.
DİNİ VAKIFLAR EĞİTİME SARILDI
Milli Eğitim Bakanlığı yöneticilerinin üzerinde Hizmet Vakfı, Ensar Vakfı, İmam Hatip Mezunları Derneği, bir öğretmen sendikası alabildiğine etkili… Sultanbeyli Ensar Vakfı, Sultanbeyli Belediyesi'yle işbirliği içerisinde gelecek öğretim yılı, yıl sonu öğretmen seminer çalışması kapsamında “Geçmişten Günümüze Eğitim Modelleri Çalıştayı” düzenledi. Bu çalıştaya, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri hariç tüm öğretmenlerin katılımı zorunlu tutuldu. Çalıştayda bile öğretmenleri ayırıyorlar.
Belediye ve vakıfların görevi öğretmenler için çalıştay düzenlemek mi? Önce kendi işlerini yapsınlar ama karşılarında her dediklerine “evet” demek durumunda kalan eğitim yöneticileri olunca, onlar da bunu alabildiğine kullanıyor. Eğitimi, gerçek eğitimcilere vermezseniz eğitime Ensar Vakfı da Hizmet vakfı da el atar. Geçmişte Fetullah Gülen'in eğitime giriş modelini örnek alanlar, şimdi yine sahnede… Eğer eğitimi eğitimcilere bırakmazsanız yeni FETÖ'lerin ortaya çıkışını da önleyemezsiniz.
O KURULUN HALİ NE?