Kent sessizliğe bürünmüştü. Hani derler ye “fırtına öncesi sessizlik” diye, işte öyle bir sessizlik vardı. Namaz kılanlardan birisi, hep dışarıdan gelecek sesi bekliyordu. Hoca dualarını okurken, o başka şeyler düşünüyor, “Namaz bitecek, nerede kaldı bunlar?” diye içinden söyleniyordu. Çok geçmedi. Ulu Cami’nin önüne bir otomobil yaklaştı. İçinden inen bir kişi “Ey cemaat Alaeddin Camii’ni yaktılar, siz hâlâ burada namaz kılıyorsunuz!” diye bağırdı. Namaz bozuldu, ortalık karıştı. Bazı kişilerin camiye hazırlıklı geldikleri o an bellerinden, ceplerinden çıkardıkları hançer, satır ve kamalardan anlaşılıyordu.
ALLAH’INI SEVEN YÜRÜSÜN