Güneydoğu’da varlığını sürdüren iki örgüt var: Birisi PKK, diğeri ise Hizbullah. İkisinin de bağlantılı olduğu bilinen siyasi partisi var. PKK’nın partisi HDP, Hizbullah’ın partisi ise HÜDA Partisi. Geçmişte PKK-Hizbullah arasında kanlı çatışmalar yaşanmıştı. İkisi de güçlerini artırmak için dağa gönüllü ya da zorla çocuk ve gençleri götürüyordu. Bu gidişlerde, parti örgütlerinin etkili olduğu biliniyordu. O yüzden, anneler, çocuklarını HDP’den istiyor.
Olup bitenlerde, AKP hükümetinin büyük sorumluluğu var. “Çözüm süreci” adı verilen dönemde, PKK’lılar gizlenme gereği bile duymadan gündüzleri köylere geliyor, gençleri, çocukları meydana topluyor, bunların arasından işine yarayacak olanları alıp gidiyordu. Devletimiz bunların seyircisiydi.
AİLERE DESTEK YOKTU
Çocukları kaçırılan, kandırılıp götürülen 9 aile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapıyordu. 27 Mayıs 2014’de bu köşenin okurlarına olayı şöyle aktarmıştım: “Çocuklarının PKK tarafından zorla kaçırıldığını öne süren 9 aile Diyarbakır Belediyesi önünde eylem yapıyor, onların serbest bırakılmasını istiyor. Mehmet Sinan Böçüm’ün ailesinden sonra Hizan’da bir çocuğun ailesi daha kaymakamlık önünde oturma eylemi başlattı. Birkaç gündür Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi önünde Ali Karaşin, Halime Gündüz, Fırat Aydın Eren, Hatip Temel’in ailelerinin oturma eyleminde. Bu eyleme yörede destek verenlerin sesi çok cılız çıkıyor.”
PKK’nın dağa götürdüğü çocukların sorunu yeni bir durum değil. Eskiden beri başvurduğu bir yöntemdi. O dönem, bölücü örgütün etkili olduğu bilindiği için çocuklarını örgüte gönüllü veren aileler olduğu da güvenlik güçleri tarafından bilinen bir durumdu.
SORUMLUSU BELLİ