Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin gündemine
Anayasa değişikliğiyle başkanlık sistemini oturttu. Başbakan Ahmet
Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti,
yeni Anayasa için uzlaşma komisyonunun kurulmasını ve çalışmalara
devam edilmesini öngördü.
Halkın yüzde 92 oyu ile yürürlüğe giren “Darbe Anayasası” olarak
nitelendirilen 1982 Anayasası’nda 1987 yılından başlamak üzere
bugüne kadar 112 maddesi değiştirildi. Bunun içinde aynı maddenin
üç-dört kez değişeni de bulunuyor. 1995’te 15 madde, 2001 yılında
33 maddede yapılan değişikliklerle demokratik değişim ve dönüşüm
1995-2001 yıllarında koalisyon hükümetleri döneminde
gerçekleştirilmiş oldu. 2004’te CHP’nin de desteğiyle AB uyum
yasaları çerçevesinde 10 madde değişti. 2010’de da 26 maddelik
değişikliğin amacı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK)
yapısın değiştirmekti. Tüm kavga bunun üzerineydi.
TBMM’de grubu bulunan 4 siyasi partinin temsilcilerinden 2011
yılının Ekim ayında “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” kurulmuştu.
Komisyon çalışmaları devam ederken dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek
imzasıyla 4 siyasi partinin genel başkanına gönderilen 9 Temmuz
2013 tarihli yazı ve ekinde yer alan klasörü incelediğimizde ortaya
çıkan tablo şöyle:
- Ağırlıklı olarak temel hak ve özgürlükler, sosyal haklar, yasama
ve yargıyla ilgili 60 maddede değişiklik yapılması için AKP, CHP,
MHP ve BDP mutabık kaldı.
- 60 maddenin dışında ikinci bir klasörde CHP, MHP ve BDP’nin
önerdiği 23 madde var. Bu 23 maddenin 20’sinde CHP, MHP ve BDP
mutabık. Ancak, AKP bunların tümüne karşı.
- Üç partinin mutabakatı olan 27 maddenin 19 maddesinde AKP
temsilcilerinin karşı oy yazıları var.
- AKP dışındakilerin mutabık kaldığı toplam 99 madde var. Bunlar,
parlamenter sistemin işlerliğini sağlayan, yasama denetimini etkili
hale getiren, kuvvetler ayrılığını inşa eden, yasamanın yürütmeye
bağımlı olmasını engelleyen nitelikteki maddeler.
Ortaya çıkan tabloyu, Cemil Çiçek siyasi partilerin genel
başkanlarına bildirdiğinde CHP, MHP ve BDP genel başkanları uzlaşma
komisyonunun çalışmalarını sürdürmesi yönünde görüş bildirdi. Ancak
dönemin AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı’na
tam 40 gün hiç cevap verme gereği bile duymadı. AKP’nin
temsilcileri de bu süreçte Uzlaşma Komisyonu toplantılarına
katılmadı.
Yaklaşık iki yıl süren komisyon toplantıları zaman zaman gerilimli
geçti. Masa devrildi, sonuçta AKP temsilcileri baktı ki diğer
siyasi partiler arasında demokratikleşme, parlamenter sistemin
inşası konusunda uzlaşma sağlanıyor, hemen “başkanlık sistemini”
gündeme getirip çalışmaları kilitledi. AKP temsilcileri
dışındakiler üç kez daha toplandı. Tutanak tutuldu. Şimdi, AKP
yeniden Uzlaşma Komisyonu kurulmasını istiyor.