AKP dışında diğer siyasi partilere yakın olduğu bilinen emniyet
müdürlerinin hemen tamamı “cemaatçi” diye gönderiliyor. O yüzden
emniyet mensuplarına büyük haksızlık yapılıyor, cemaatle bağlantısı
olmayanlar bile “cemaatçi” damgasını yiyor. Onlar gibi, 17-25
Aralık soruşturmalarını yürüten, bakan ve müsteşarın baskısını
tutanağa döken yargı mensupları da onca cemaatçi varken, “cemaatçi”
diye açığa alındı.
AKP’lilerle ilgili yolsuzluk, rüşvet, karapara olayını soruşturan
savcılar da, emniyetçiler de “cemaatçi” denilip açığa alınıyor,
yargılama izni veriliyorsa vay bu ülkenin haline…
YOLSUZLUK OPERASYONU YAPILAMIYOR
Kim gider yolsuzluğun, rüşvetin üzerine… Nitekim, 2013 yılında
232 büyük ölçekli mali operasyonlara karşın, 2014 yılında operasyon
sayısının 6’ya inmesi de kimsenin yolsuzluk ve rüşvet iddialarının
üzerine gidemediğinin ayrı bir kanıtıdır.
4 bakan, onların çocukları, AKP’li bazı işadamlarıyla ilgili
soruşturmaları yürüten Cumhuriyet Savcıları Celal Kara ve Muammer
Akkaş, iş adamlarının mal varlıklarına tedbir koyan hakim Süleyman
Karaçöl‘ü önce açığa aldılar, sonra yargılama izni verdiler. Daha
bitmedi, devamları geliyor. Yolsuzluk, rüşvet iddialarının üzerine
gidenler görevden alınırken, bu olayların üzerine kim nasıl
gidebilsin?