Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın tarikat evinde yaşadığı baskılara yenik düşüp intihar etmesinin ardından, “Tarikatlar kapatılsın” önerileri eksik olmuyor. Diyanet’in bu konuya bakışı ise daha farklı. Tarikatlar, tekkeler 30 Kasım 1925 yılında zaten kapatılmış. Ama günümüzde tarikatlar, cemaatler varlığını rahatlıkla sürdürüyor.
Günümüzde dernek, vakıf adı altında ya da bunlara bile gerek duymadan tarikatlar varlığını sürdürüyor. İlginçtir, ne Vakıflar ne de dernekler üzerinde etkili bir denetim yok.
MENZİL’DEN BAKIŞ
Doğan Kitap’tan çıkan, “Menzil-Bir tarikatın iki yüzü” kitabımı yazarken, hem Sivrihisar’ın Buhara köyüne, hem de Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyüne gitmiş, Seydalar da ilk kez bu kitap için açıklamalarda bulunmuştu. Aklınıza gelebilecek hemen her soruyu yönelttim. Örneğin Buhara Şeyhi Feyzeddin Erol, “Benim işim tasavvuf. Benim ne işim olacak okul, dershane, hastane açmakla. Herkes işini yapsa bugün bu hale gelinmezdi. Tamamen işi ticarete döken cemaatler var” dedi.
Menzil Şeyhi Saki Erol da, “Yapmak zorundalar demiyorum. Yapsın ama dürüst olsunlar. Hepsi ticaret yapıyor. Vakıfları, dernekleri var. Bizim de var. Bunlar devlet tarafından kontrol edilebilir. Etsinler. Yolsuzluk varsa üstüne gitsinler” görüşünde.
CÜBBELİ HOCA: DENETİM YAPSINLAR
“Cübbeli Hoca” olarak tanınan İsmail Ağa Cemaati'nin ekran yüzü Ahmet Mahmut Ünlü'ye, öğrenci Enes Kara'nın intiharını sordum.