2014 yılının Mart ayıydı. Sakarya Barosu Başkanlığı'na gelen
elektronik postada önemli bir iddia yer alıyordu. Sakarya'nın
Pamukova İlçesi'nde çok vahim bir olay yaşandığı, 14 yaşındaki bir
kıza tecavüz edildiği, bu olayın bilinmesine, duyulmasına rağmen
olayın üzerine gidilmediği, bir şey yapılmadığı, bu durumun büyük
rahatsızlık yarattığı, insanların bunu konuşmaktan çekindiği, bunun
nedeninin de tecavüz eden kişinin ağabeyinin yörede tanınan
siyasetçi olmasının etkili olduğu vurgulanıyordu.
Bu önemli iddia üzerine Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, yönetim
kurulu üyeleri ile Çocuk Hakları Merkezi'nde görevli avukatlar sözü
edilen ilçeye gitti. Burada araştırma yapacak, savcı ve diğer
yetkililerle görüşüp iddianın doğru olup olmadığını
araştıracaklardı.
İLK BİLGİ ONLARI ŞOKE ETTİ
14 yaşındaki kıza tecavüzle ilgili olarak soruşturma
başlatılmıştı başlatılmasına ama şüpheliler arasında AKP'li
milletvekili adayının kardeşinin adı yer almıyordu. “Neden?”
dediler. Kızın ifadesinde kendisine tecavüz ettiği belirtilen o
kişinin adı yer alıyordu. Peki, bu durumda siyasetçinin kardeşi
hakkında neden bir işlem yapılmamıştı? Üstelik yalnız kızın değil
başka tanıkların da siyasetçinin kardeşiyle ilgili suçlayıcı
ifadeleri de dosyada bulunuyordu.
Savcılıkta öğrendikleri karşısında Baro Başkanı, yönetim kurulu
üyeleri ve Çocuk Hakları Merkezi'nde görevli avukatlar şoke
olmuştu. Avukatlar genelde tutuklu yargılanmaya karşıdır. Ancak
benzer olaylarda şüphelinin derhal tutuklandığını da bilirler.
Üstelik AKP'li siyasetçinin kardeşi bırakın tutuklanmayı o
dosyadaki ifadelere rağmen dosyanın şüphelisi bile olmamıştı.
Milletvekillerinin dokunulmazlık zırhı var. Anlaşılıyor ki o zırh
bazen siyasetçi yakınlarını da içine alıyor. Baro başkanı ve olayı
öğrenen avukatlar Sakarya'ya döndüklerinde aralarında durumu
değerlendirdi. Böyle bir olayın peşini bırakmamaya karar verdiler.
Bu hem insani, hem vicdani, hem de mesleklerinin gereğiydi.