Yapılan açıklamalara göre teröristle mücadele kararlı bir
biçimde yürütülüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Güneydoğu
illerimize sıkça gidiyor, valilerle, emniyet, jandarma
yetkilileriyle görüşüyor, alınması gerekli önlemleri belirliyor.
Teröristle mücadele edilirken, terörle mücadele adına bir şey
yapılmıyor. Ülkemizde bölücü terör örgütü etkisiz hale
getirilmişken, Habur süreciyle azdırıldı. Kamyon dolusu silahların
milislere dağıtılmasına, hendekler kazılmasına, barikatlar
yapılmasına seyirci kalındığı parti liderleri tarafından sıkça
vurgulandı.
Örgütü birkaç yıl öncesinin durumuna çekmek için çalışılıyor. Bunu
yaparken ister istemez şehit de veriyoruz, milyonlarca lira harcama
da yapılıyor. Zamanında mücadele kesintiye uğramamış olsa,
Güneydoğu'da terörle mücadele için kullanılan bomba paralarıyla
fabrikalar yapılır, bu ülkenin gariban vatandaşları iş-aş sahibi
olurdu.
BUNUN ÖNEMLİ BİR KOŞULU VAR
Şu sıralar yine yoğun bir biçimde AKP'liler işe alınıyor.
Sizleri “evet” peşinde koştururlarken, onlar başka yerlere koşuyor.
Sınavlara girmeden, şu kadar puan aldın, almadın gerilimini
yaşamadan, mülakatlara alınmadan işe giren girene…
Bunun öncülüğünü de açıkçası bakanlar yapıyor. Dönemin TBMM Başkanı
tanımadığı, ne iş yaptığından, TBMM'ye gelip gelmediğinden
haberinin bile olmadığı 87 danışmanı olduğunu öğrenmişti. Şimdi bu
sayı katlandı. Valiliklerin özel kalem müdürlükleri, basın
müşavirleri yine devlete girebilmenin atlama tahtaları oluyor. Ama
bunun koşulu AKP'li olmanız.