15 Temmuz darbe girişiminden sonra 133 bin kamu görevlisi
meslekten atıldı. 50 binden fazla kişi tutuklandı. Bunlarla ilgili
davaların önemli bir bölümü de sonuçlandı. Yargılama sonucu beraat
edenler şimdi yeni sorunlarla karşı karşıya. Beraat etmek bazı kamu
görevlilerinin görevlerine dönmelerine yetmiyor.
“Ergenekon”, “Balyoz” gibi kumpas davalarında
kadınların eşleri için yaptığı mücadele unutulmaz. Darbe girişimi
davalarıyla ilgili eşlerinin FETÖ ile bağlantılı olmadığına inanan
kadınlar da onların masumiyetlerini ortaya koymak için çabaladılar.
Eşleri hakkında beraat kararını öğrendiklerinde havalara uçtular.
Onların yeniden görevlerine döndürüleceğini sandılar.
“ELİMDE FOTOĞRAFLA”
Ne olduğunu, neler yaşadıklarını öğrenmek için beraat eden iki
askerin eşlerinin mektuplarını okuyalım. Önce Songül Hanım’ın
mektubundan bir bölüm:
“Eşim cezaevine girdiği ilk günden itibaren onun suçsuz olduğuna,
darbeci komutanların onları kandırarak ateşe attıklarını ispat
edebilmek için çalmadık kapı bırakmadım. Elimde eşimin fotoğrafıyla
Sakarya’da sokak sokak gezip şahit aradım. Bir polis memurunun
yardımıyla, eşimin polis karakoluna kendisinin gittiğini karakol
kamera kayıtlarının olduğunu öğrendim.
Eşimin sözleşmesinin feshedilmesinden sonra 5 kuruşsuz bir sürü
borç içinde lojmandan çıkarıldık. Eşime avukat tutabilmek için
evimin eşyasından, nikah yüzüğüme kadar satıp çevremden borç aldım.
Bir taraftan da hayat mücadelesi verdim. 5 kuruş gelirim yoktu ama
65 bin TL borcumuz vardı. İnsanların ve bankanın bu borçlar
yüzünden kapıma gelmemeleri için ‘Bize bir şey olursa
çocuklarımız sokakta kalmasın’ diyerek borçlanarak
dişimizden tırnağımızdan artırarak aldığımız 45 yıllık evi 70 bin
TL’ye satıp borçlarımızı kapattım.