Başbakan tarafından altına zırhlı otomobil verilen Cumhuriyet
Savcısı Zekeriya Öz'ün yurtdışına çıkışına izin verilmesi aslında
çok kişiyi rahatlattı. Ergenekon, Balyoz olarak bilinen
soruşturmalarda yaşanan hukuksuzluklara, yalnız o soruşturmanın ya
da davanın içinde olanlar değil, yargının başka kesimlerinin de
karıştıkları ortaya çıkıyor.
Danıştay'da bulunan 2010/6616 sayılı dosya, Zekeriya Öz ile ilgili.
Hukukçu Atilla Kart, CHP milletvekilliği döneminde, Öz'ün
soruşturmaların gizliliğini ihlal ettiğini ve bu nedenle hakkında
inceleme-soruşturma yapılmasını istedi. Her seferinde olduğu gibi
Öz hakkında yapılan şikayetlerle ilgili ya hiç işlem yapılmadı ya
da onun lehinde karar verildi.
“SAVCISIYIM” DİYENLER NEREDE?
Aslında, Zekeriya Öz ile ilgili yasal işlemler bile yapılmadan dosyalarının kapatıldığı anlaşıldı. Zaten, Öz hakkında olumsuz bir karar verilmesi “vatan hainliği”yle neredeyse eş değer sayılıyordu. İşte, o günlerde yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar için “ben bu soruşturmanın savcısıyım” diyen siyasetçiler de vardı. 17/25 Aralık soruşturmalarıyla birlikte o davaların “kumpas” olduğunu söylemeye başladılar. Sormak gerekiyor, “ben bu davanın savcısıyım” diyenlerin şimdi aynı konuda sesi niçin çıkmıyor?