Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sırbistan ziyareti dönüşünde uçakta beraberindeki medya temsilcileriyle sohbet etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı:
NÜFUSU DEĞİŞTİREN PKK
AMACIMIZ BARIŞ KORİDORU
Burada aslında 3 boyut var. Birincisi güney sınırımızın hemen altını terör koridoru olmaktan kurtarmak ve burayı bir barış koridoru haline getirmek. Barış koridoru olarak bundan sonraki süreci güvenli bölge olarak tahkim etmek. İkincisi Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak. Bunu ısrarla söylüyoruz. Bu, birilerine de örnek olacak. Biz Suriye'nin birliğinden beraberliğinden yanayız. Üçüncüsü de yurtlarından edilen, çıkarılan, korkuyla oraları terkeden Suriyelilerin tekrar evlerine topraklarına dönmelerini sağlamak.
Suriye'de rejimle ilişkilerimizi Rusya üzerinden sürdürüyoruz. 5 celsede bir adım attık. Soçi'de birinci hamleyi yaptık, sonra Ankara, Tahran, tekrar Soçi, tekrar Ankara... Tekrar Tahran olacak. Bütün bunları yaparken bir şeyi tahkim ediyoruz. O da Astana süreci. Başta İdlip olmak üzere bölgeye yönelik atmamız gereken adımları konuşuyoruz. Suriye'nin hak ve menefaatleri için, Suriye halkı için adımlar atıyoruz. Suriye halkının bizim karşımızda olması söz konusu değil. Suriye'de aşiretler bir an önce gelmemizi istiyor, çok ciddi destekleri var.
Bundan çok mutlu olurum. Bu milli birlik durumudur. Bu ülkenin 82 milyonu böyle zamanda birlik olmayacak da ne zaman olacak? 82 milyondan kendini tecrit edecek, olsa olsa terör örgütleri olur. Siyasette de terör örgütlerine sırtını dayayanlar bu işin dışında olur.
Barış için uzanan el eğer karşılığını bulursa eyvallah... Boşta kalırsa buna diyecek bir şey yok. Ben sanatçıların ve diğer vatandaşlarımızın desteğine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
AB'DE HAVA OLUMLU
AB geneli itibarıyla şu anda olumlu. Hatta olumlu olmanın ötesinde, mesela İngiltere yardımcı olabiliriz diyor. Fransa'dan da benzer şeyler geliyor.
MÜLTECİLER BURAYA TURİSTİK SEYAHATE GELMEDİ
Suriye'de bugüne kadar 1 milyona yakın insan hayatını kaybetmiş, 12 milyon göçmen var. Kılıçdaroğlu, sadece buradaki 3.6 milyon insanı görmüyor mu? Bu mülteciler buraya turistik seyahate gelmediler, varil bombalarından kaçarak geldi. İstihbarat örgütlerimiz birbirleriyle görüşmelerini yapıyorlar. Ama kalkıp da Esad'ı temize çıkarmak için gayret sarfetmek en az onun kadar büyük bir vebalin altına girmektir. Kılıçdaroğlu'nun, "PYD/YPG'yi terör örgütü olarak tanımıyorum" ifadesi unutulur bir ifade değil. Kaldı ki zaten onlar PKK'nın yan kolu olduğuna göre, öbür tarafta onun desteklediği siyasi partiyle işbirliği içinde değil mi?
TRUMP'IN İFADELERİ BASKILARI ÖNLEMEYE YÖNELİK
Bu beyefendi (Lindsey Graham) dürüst bir insan değil. BM Genel Kurulu'nda randevu istedi, verdim, görüştük. Türkiye'ye geldiğinde de Külliye'de kendisiyle görüştüm. Kendisine PYD/YPG'ye karşı verdiğimiz mücadelenin ne olduğunu, bu mücadelede Afrin olayının nasıl geliştiğini anlattım. Döndükten sonra bunların bir terör örgütü olduğunu, bunların Kürtlerle alakası olmadığına dair mesajları vardı. Şimdi ise garip garip açıklamalar yaptı. Sayın Trump ile ikili ilişkilerimizi sürdürürken de Türkiye-ABD ilişkilerini de güçlendirme gayretimiz var. F-35'ler için de açıklamaları var. "Parçalarını Türkiye yapıyor" diyor. Şimdi tablo bu olunca herkesin düşünmesi lazım. 13 Kasım'da Washington'da bunları ele alacağız. Belli çevrelerin baskılarını önlemeye yönelik ifadeler.
2023'E DAHA GÜÇLÜ GİREBİLİRİZ
Bir defa ittifakların zenginleşmesi, fakirleşmesi yaklaşımı mümkündür olabilir. Temennimiz o dur ki Cumhur İttifakı olarak bizim inancımız pazara kadar değil mezara kadar. Ama bu ittifakı çok daha da zenginleştirebilirsek 2023'e çok daha güçlü olarak girebiliriz. Kapımız açık. Adı Millet İttifakı ama milletten nasibini almamış ittifakın zayıflaması, parçalanması çok çok önemli.