Ortada bir savaş mı var ki; 'Kalıcı Barış' çağrıları yapılıyor? Ortada 80'li, 90'lı yılların yasaklı siyaset anlayışı mı var ki Kürt vatandaşlar için özgürlük çağrıları yapılıyor? Ortada ne gibi bir zulüm var ki 'Kürt Sorunu' deniliyor? Kimse kusura bakmasın... Lafı hiç eğip bükmeden kitabın ortasından giriyorum meseleye. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt Sorunu'nun çözümü" diye başlattığı tartışmada, çok parçalı olduğu ayan beyan artık ortaya çıkan ve yönetim yerinin Ankara'dan çok 'İmralı' ve 'Kandil' olduğu tescillenen HDP'nin sözcülerinin gel-gitler içinde yaptığı açıklamaların geldiği noktayı hepbirlikte ve esefle dinledik, izledik! Bir siyasi parti düşünün ki, bir siyasal konu ile ilgili kendisini değil terör örgütü mensuplarını ve sözde liderlerini adres gösteriyor! Muhatap olarak, halkın oylarıyla seçilmiş milletin temsilcilerini değil, teröristleri gösteriyor! Ve, adına Millet İttifakı diyen ortakları da, bu anlayışı uyarmak yerine; 'Biz ille de sizi istiyoruz' demekle yetiniyor! Geçmişte çok örneğini gördük; TBMM çatısı altında Genel Kurul'da görüşmeleri süren...