Başımıza bir felaket geldiğinde ders almaktansa, önlemini alıp
en az hasarla atlatmaktır asıl yapılması gereken.
Bu ülke 1999'da 17 Ağustos depremini yaşadığında ve kaybettiğimiz
onca insan, onca milli servet ve acılar uzun bir süre hepimize ders
oldu. Gelelim şimdi; bu hafta iki gün arayla İstanbul'da ve
Marmara'da hissedilen depremlerin yaşattığı ve
hatırlattıklarına.
Perşembe günkü 5.8 büyüklüğündeki ve devamındaki artçılar sebebiyle
sadece İstanbul'da yaşayanlar değil, tüm Türkiye tedirgin oldu.
Haber sayfalarımızda ve bültenlerimizde uzun uzun okuyup
izlediğiniz ve dinlediğiniz için tekrara girmek istemiyorum. Ama
deprem fay hattı üzerinde bir ülkede yaşadığımız için kaçınılmaz
olarak yaşayacağımız depreme karşı hazırlıklı olmak, önlemlerimizi
almak zorunda olduğumuzu hatırlatmak istedim.
Genel geçer bir söz vardır: Deprem öldürmez, binalar öldürür. Buna
bir de tedbirsizlik ve ihmali de ekleyin.
Türkiye genelinde binaların sağlam ve depreme dayanıklı olması için
pek çok kanun ve yönetmelik, düzenlemeler hükümetlerce ve
bakanlıklarca çıkarıldı, çıkarılmaya devam ediyor. Ancak, kanunu
çıkarmak yetmez; tam olarak uygulamak ve denetlemek de şart
elbette.
Ben de bu konuda en yetkili birim olan Afet ve Acil Durum Yönetim
Başkanlığı'nın (AFAD) bağlı bulunduğu kişi olarak İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu'ya sordum neler yapıldığını. Acil müdahale ve
malzeme açısından son derece hazırlıklı olmamıza rağmen kentsel
dönüşüm tam tamamlanmadığı için binalarla ilgili sürecin henüz çok
hazır olduğunu söylemek zor.
Bu yüzden AFAD bünyesinde 26 ayrı il ölçeğinde çalışma grupları
oluşturulmuş ve 13 aylık periyodlarla süreç devam ediyor. Her ay
bir tema belirleniyor ve ilgili tüm kurumlara gidilerek
bilgilendirme ve aynı zamanda sosyal medya üzerinden bilinçlendirme
paylaşımları yapılıyor. Gönüllülük projesi başlatıldığını
öğreniyoruz ve şu ana kadar 27 bin kişi gönüllü olmak üzere başvuru
yapmış, kurtarma çalışmalarında bulunmak üzere. Aynı şekilde;
dağınık halde bulunan arama kurtarma dernek ve birimleri bir araya
getirilerek daha koordineli olabilmek adına AFAD tarafından
verilecek akreditasyon uygulamasına geçilmiş. Önceden haber
verilmeden yapılan tatbikat da, gerçek deprem anında nelerin
yapılması gerektiği noktasında bilgilendirme yapılıyor.
Türkiye genelinde 15 bin 900 toplanma yeri olduğunu ve bunun 2 bin
860'ının İstanbul'da olduğunu biliyor musunuz?
Nerede olduklarını da, e-devlet şifrenizden girerek tek tek
öğrenebilirsiniz. İstanbul'da AFAD ve Kızılay'ın elindeki çadır
stokunda hedef 300 bin adet ve böylelikle bir afet anında 2 milyon
insan aynı anda çadırlarda barınabilecek durumda olabilecek.
99 depremi sonrasında okulların yüzde 90'ından fazlasına depreme
dayanıklılık adına güçlendirme yapılmış. Son bir yıldır AFAD ile
ilgili çalışmaları bizatihi takip eden ve yönlendiren Bakan Soylu,
daha önce yaptıkları 5.8'lik deprem simülasyonunda (gerçekteki
herhangi bir sistem veya operasyonun bilgisayar üzerine aktarımı)
hiç kayıp vermediklerini, perşembe günkü 5.8'lik depremde de aynı
sonucun gerçekleşmesinden memnun olduklarını anlattı. Deprem öncesi
ve deprem anında sistemin otomatik olarak belirlediği bu çalışma
ile, olumlu ve olumsuz sonuçların tespit edilip, tedbirler
noktasında yönlendirici olduğunu öğreniyoruz. Anlıyoruz ki devlet,
olası bütün deprem ihtimallerine karşı alternatifli olarak
hazırlıklarını yapıyor.
Ama unutmayalım ki her şey devletin yapacaklarıyla bitmiyor; her
bir birey olarak biz de hem bilinç hem tedbirler açısından bütün
olasılıklara hazırlıklı olmalıyız..