Yerli ve milli olmanın öneminin her geçen gün daha da değer
kazandığı bir süreçten geçiyoruz milletçe. Bu sözün bir klişe
olduğu; anlamı, içeriği itibarıyla her açıdan zaruri ve lüzumlu
görmeyen var ise; yazıklar olsun. Doğu Akdeniz'de hakkımız olanı
almayı bırakın; bizi al -aşağı etmek isteyen okyanus ötesi ve
ilgili ilgisiz ülkelere rağmen.. Suriye'de yıllardır süren yangının
bizi de yakması için bütün dünya bir olmuş Türkiye'yi
bölmeye-parçalamaya çalışanlara rağmen.. Dışarıdaki Türkiye
düşmanlarının, içerideki maşaları ve işbirlikçilerini görmeyip,
onunla mücadele etmek isteyen kim veya kimler veya hangi siyasi-
ekonomik-sivil kuruluş var ise ona savaş açanların hepsi; yerli ve
milli düşmanları içine giriyor.
Bunlar bazen ekonomik savaş açıyor, algı üzerinden kamuoyunu
yönlendirmeye çalışıyorlar. Bazen; siyaseten olmayan yalanları
gerçekmiş gibi sunup ve bunu temcit pilavı gibi tekrarlayıp
inandırmaya çalışıyorlar. Bazen; teröristlerle bir olup bu milletin
üzerine tankla, tüfekle, bombayla saldırıyorlar. Çok şükür ki;
bugüne kadarki hiçbir oyunları tutmadı. Ama; vazgeçiyorlar mı peki?
Tabii ki hayır...
Almanya'da FETÖ firarileri ile bir araya gelip fotoğraf vermekten
çekinmeyen HDP, CHP ve SP milletvekillerini hangi tarafta
değerlendireceğiz?
17-25 Aralık kumpasında başrol oynayan FETÖ firarisi (Aykan
Erdemir) ile sarmaş dolaş poz veren AP Türkiye Raportörü'nün (Kati
Piri) Türkiye ile ilgili hangi raporuna hangi değerlendirmesine
inanılabilir ki?
Millet İttifakı ortakları CHP'nin sözcüsü Faik Öztrak ile İP
milletvekili Durmuş Yılmaz'ın, IMF yetkilileri ile bir otelde
yaptıkları gizli toplantıya ne demeli peki? Her ne kadar; CHP
sözcüsü bu toplantının IMF'nin 4. Madde Konsültasyon çalışması
çerçevesinde yapıldığını söylese de; IMF Türkiye İcra Direktörü
Raci Kaya'nın açıklamasından öğreniyoruz ki işin aslı öyle değil.
IMF heyeti, 4. Madde görüşmeleri kapsamındaki programı önceden
Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bildirdiği halde, CHP ve İP
temsilcileri ile bir otelde yaptıkları görüşme ile bilgi
vermemişler her ne hikmet ise!..
Peki, herkesten ve ilgili her kurumdan gizlenen bu görüşmeyi ve
amacını neye bağlayacağız? Bu yılın başında attığı tweet mesajında
ve yaptığı açıklamalarda "31 Mart seçimlerinden sonra hükümetin
IMF'nin ayağına gidip el ayak öpeceğini" söyleyen CHP sözcüsünün,
herkesten gizlenen görüşme için "IMF'nin ayağına gitmesini" el-ayak
öpmek istemesine mi bağlayacağız? Her daim milliyetçilik vurgusu
yapan İP'in vekilinin, IMF'nin ayağına gitmesini hangi milli şuura
bağlayacağız peki? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkenin Hazine ve
Maliye Bakanı defalarca "IMF ile anlaşma yok, gizli ya da açık
hiçbir görüşme yok" derken; soluğu IMF'nin kapısında alan muhalefet
neyin peşindedir acaba? Türkiye'de artık siyaseti manipüle etme
gücü kalmayan vesayetlere hizmet etmek midir amaç? Başta CHP ve İP
seçmeni olmak üzere 82 milyon insan bu soruların cevabını (ama
dürüst olan cevabı) bekliyor...