Ekmek gibi, su gibi, hava gibi, aldığımız nefes gibi ihtiyacımız olan bir duygu; huzur...
"Para var huzur var" sözünün tam tersine ister çok
paranız olsun ister olmasın; huzurlu olmanın karşılığı maddiyat
değil. Tam tersine; maneviyat olduğunu düşünenlerdenim. İnsan
evladı, modernleşirken, maneviyattan da gün be gün uzaklaştı ve
bunun sonunda bireyselleşti.
İstatistiklere baktığınızda her geçen gün depresyonun yükseldiğini
görüyorsunuz. Çünkü toplumsal bağlar eriyor. İnsanlar, birbirinden
yardım istememeye başlıyor. İlişkiler arasında bir takım
eksilmeler, değerlerin de aşınmasına sebep oluyor. İnsanlar tek
başına kaldığını ve "toplum tarafından yeterince
dikkate alınmadığını" hissettiğinde de
bir boşluk duygusuna kapılıyor ve bunun sonunda depresyon süreci
başlıyor. Ve; önce bireylerin sonra da toplumun huzuru kaçıyor!
Huzur meselesine durduk yerde girmedim elbette. Cumartesi günü
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi'nde katıldığım bir ödül töreninde
uzun uzadıya işlenen ve hatta törene ismini veren
"İnsanlığın Huzuru" teması, bana bu yazıyı
yazdırdı. Herşey; MHP Genel
Başkanı...