Ortaokulda tarih ve coğrafya derslerimizde kalıplaşmış bir cümleydi deyim yerindeyse, "Türkiye'nin coğrafi ve jeopolitik önemi" cümlesi. Gerçekten de dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ından fazlasının bu bölgede yaşandığı gerçeğini hatırlarsak, bu cümlenin de hiç abartı olmadığını bir kez daha anlamış oluruz. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz ve etrafımız adeta ateş çemberi. Türkiye'nin üyesi ve ortağı olduğu askeri ve diplomatik bütün uluslararası kuruluşlardaki yeri ve önemi, işte tam da bu coğrafi öneminden kaynaklanmaktadır. Özellikle son 10 yıldır bölgedeki hareketliliği ve yaşananları (ülkelerdeki iç savaşlar, darbeler, darbe girişimleri, savaşlar, işgaller ve son olarak Rusya-Ukrayna savaşı) düşündüğümüzde Türkiye'nin bölgesel ve küresel alanda gitgide büyüyen ağırlığını görmezden gelmek mümkün değil. Bölgede yaşananlara kayıtsız kalamayan ve kendi sınırlarının güvenliği adına sınır ötesi operasyonlar dahil her tür proaktif güç kullanımına girişen Türkiye, doğal olarak başka ülkelerin tepkisini de çekti. Ancak, devlet olarak haklılığımızı ve gerekçelerimizi her platformda...