15 Ocak 2022'yi bir kenara not edin. Çünkü Adnan Menderes Demokrasi Müzesi'nin açıldığı bu tarih, tıpkı Yassıada Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açıldığı gün gibi tarihteki yerini aldı. Demokrasi şehidi Menderes'in vasiyeti yerine getirildi ve "Çine Çayı kenarında söğüt ağacı altında" kendisi değil belki ama yaşamına ait her obje ve değer cumartesi günü itibarıyla yerini buldu. Bu duygu yüklü tarihi olaya tanıklık etmek için davet edilen üç gazeteciden biriydim. Tabii ki bu anın benim için ayrı bir önemi vardı. Daha duygusal olmamın sebebi ise; bu toprakların bir evladı olarak, merhum Menderes'in hazin hikâyesini hem dinleyerek hem de onun da doğduğu bu toprakların havasını soluyarak büyümemdi elbette.
Herşey, Yassıada açılışında Başkan Erdoğan'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "Çine Çayı kenarında merhum Menderes'in vasiyetini yerine getirelim" demesiyle başladı. En başından bu yana benim de heyecanına, konuyu sahiplenişine ve her adımıyla bizzat ilgisine tanıklık ettiğim Bakan Soylu, bir başka heyecanlı ve gururluydu o gün haklı olarak. Menderes'in doğup büyüdüğü evi canlandıracak ev ve müze için uygun arazinin bulunmasından tutun da, o döneme ait objelere ulaşmak hiç de kolay olmadı. Dönemin Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger ve Vali Yardımcısı Hulusi Arat ile her aşamada büyük emeği olan şimdiki Vali Hüseyin Aksoy da her detayıyla bizatihi aynı heyecanla önceledi bu muhteşem eseri.