MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Binbaşı O.K.’nın yaptığı “Kara Havacılık Komutanlığı’ndan kalkacak helikopterlerle MİT Müsteşarı’nın kaçırılacağı” ihbarı karşısında önce verilen bilginin teyidini alma yoluna gitmiştir.
Bunun anlaşılabilir bir nedeni var: Geçmişte MİT’e pek çok darbe ihbarının yapılması ve bunların her seferinde asılsız çıkması... Dolayısıyla gelen bir ihbarın hemen üstüne atlayıp, teyit alınmadan ortalığın ayaklandırılması ve ardından istihbaratın “fos çıkması” ihtimali, bu aktörler açısından bir fiyasko riski de taşıyor.
Ancak bu hareket tarzının bir de karşı riski var: İhbarın doğru olması ve teyidi alamadığınız takdirde ya da teyit almaya çalıştığınız sırada darbenin gerçekleşmesi...
*
Kabul edelim ki, 15 Temmuz 2016 günü Türkiye’nin yaşadığı hadisede MİT’e gelen istihbaratın teyidinin alınması için uygulanan hareket tarzı başarısız olmuştur.
Teyit için başvurulan yöntem, Genelkurmay Başkanı’nın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ı Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile birlikte Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanlığı’na göndermesidir. Çolak’a verilen görev, şüphe duyulan bir faaliyeti ortaya çıkarmasıdır.