Kabul edelim ki, MHP sürprizlerin partisi. Geçen pazar günü yapılan milletvekili seçiminde aldığı sonuç MHP’nin ilk sürprizi değil.
Bunu göstermek için biraz geriye, 1999 genel seçimine gidelim. 18 Nisan 1999 tarihindeki seçimde, ne anketçilerin ne de siyaset otoritelerinin önceden öngörebildiği bir husus, MHP’nin yeni lideri Devlet Bahçeli ile sandıkta alacağı sonuç oldu.
Bahçeli’nin MHP’si, herkesi şaşırtan bir şekilde yüzde 18 oranında bir oy alarak, Bülent Ecevit’in DSP’sinin (yüzde 22.2) ardından sandıktan Türkiye’nin ikinci partisi kimliğiyle çıktı. MHP, bu sonucu alırken DYP, ANAP ve kapatılan Refah’ın devamı olan Fazilet Partisi’ni de geride bırakmıştı.
MHP’nin bu başarısının gerisinde milliyetçi-muhafazakâr seçmenin bir bölümünün Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller arasındaki süregelen siyasi kavgalarla Refah Partisi’nin koalisyon ortaklığının yarattığı gerginlikten duyduğu rahatsızlık yatıyordu. Sağ cenahtaki bu rahatsızlık, sandıkta MHP’ye verilen desteğe tahvil olmuştu.
Bahçeli, bu seçimi izleyen dönemde üç yılı aşkın süreyle DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı olarak görev yaparak, Ecevit’ten sonra ülkenin ikinci önemli siyasi aktörü oldu. Gelgelelim 15 Temmuz 2002 tarihinde erken seçim çağrısında bulunarak, koalisyonu sona erdiren adımı atan da yine Bahçeli oldu. Üstelik, davet ettiği erken seçim, hiç de öngörmediği şekilde partisini yüzde 10 barajının altında bırakarak TBMM’deki temsiline son verdi.
***