BU seçimin en kritik bilinmezlerinden biri İYİ Parti’nin sandıkta alacağı sonuçtu. Bu partinin özellikle sağ seçmen tabanında yaratabileceği oy hareketleri, hem iktidar partisinin hem de MHP’nin seçim sonucu üzerinde belirleyici bir etki yapabilecekti.
İYİ Parti, katıldığı ilk milletvekili seçiminde kendisini yüzde 10 bandına bitişik bir eşikte konumlandırırken, partinin genel başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanı seçimi sandığındaki oyu yüzde 7.3 oranıyla bunun altında kaldı.
Her iki sandıktaki sonuca bakarak İYİ Parti’nin iddialı hedefleri ışığında ‘başarısız olduğuna’ hükmeden yorumlara rastlamak mümkün. Ancak bu partinin performansını değerlendirirken, kanaatimizce ‘adil’ bir bakış açısı geliştirmek ve öncelikle şu faktörlere değinmek gerekiyor:
*
Birinci faktör, ilk kez bir seçime katıldığı için bu partinin elde ettiği sonucu karşılaştırabileceğimiz geçmişe ilişkin bir referans veri yok. Bu durumda denkleme yüzde 10 bandından dahil olmak yine de anlamlı bir sonuçtur.
İkincisi, partinin geçen ekim ayında kurulduğunu unutmamak gerekiyor. Parti henüz örgütlenme, kadrolarını oluşturma çabası içindeyken baskın bir erken seçime yakalandı. Seçime en az hazırlıklı olan siyasi organizasyondu; kurumsal olarak bir seçim tecrübesi yoktu...