Dünkü yazımızın ana temasını, ABD’nin son yıllarda Türkiye ile arası açıldığı ölçüde Yunanistan ile yakınlaşmaya girdiği, bu çerçevede Türk-Yunan sınırına bitişik Dedeağaç limanının ABD açısından önemli bir stratejik sıçrama platformu haline geldiği olgusu oluşturuyordu.
Yunanistan karşısında bu yönelişe girerken, ABD’nin Ankara cephesinde ilişkilerde siyasi düzeyde yaşanan belirsizliğe de paralel olarak, Türkiye’den askeri anlamda elde edebileceği imkânların artık sınırına geldiği gibi bir değerlendirmeden yola çıktığını düşünmek mümkün.
ABD yönetimi bunu yaparken, bölgede alternatifsiz olmadığını, askeri ihtiyaçlarını belli ölçülerde Yunanistan üzerinden de karşılayabileceğini göstermiş oluyor.
Burada Rusya’yı Avrupa’da çevreleme stratejisi çerçevesinde ABD’nin dikkatinin Avrupa’ya odaklandığı ölçüde, bu cepheye intikal açısından coğrafi yakınlık faktörü nedeniyle Dedeağaç limanının elverişli bir seçenek olarak belirdiği gözleniyor.
ABD, buradan başlayan koridor üzerinden Doğu Avrupa’ya, Bulgaristan ve Romanya olmak üzere Balkanlar’a ve oradan da Karadeniz’e de açılabilmektedir.