ENDİŞE edilen karamsar senaryolar gerçekleşmedi ve Afrin’in merkez yerleşimi, bir şehir savaşına sahne olmadan, bu yöndeki bütün tahminleri ve yürütülen hazırlıkları geçersiz kılan sürpriz ölçülerinde süratli bir akışla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetimine geçti.
Zeytin Dalı harekâtının başladığı 20 Ocak tarihinden sonraki değerlendirmelerde, operasyonun en belirleyici aşamasının Afrin bölgesinin ortasındaki şehir merkezinde cereyan etmesi beklenen muharebe olacağı vurgulanıyor, bütün hesaplar buna göre yapılıyordu.
Kenti kontrolü altında tutan PKK uzantısı YPG’nin açıklamaları ve sahadaki hazırlıkları da bir şehir çatışmasına hazırlandığını gösteriyordu.
TSK, harekâtın kırsal ve dağlık alanda geçen önceki aşamalarında hava kuvvetleri, topçu ateşi, İHA’lar gibi mutlak üstünlük alanlarına sahipti. Oysa meskûn mahal çatışmasında, İHA’lar haricinde, bu avantajlarından istediği gibi yararlanamayacaktı. Sokak savaşlarında sivil halkla teröristler arasında ayrım yapılmasındaki zorlukların yol açabileceği sivil kayıplar yüksek bir risk yaratıyordu. Bu durum, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntılı bir duruma sokabilirdi.
Şehir harekâtına girişmeden önce TSK’nın örgütün direncinin kırılması hedefi açısından da kent merkezini uzun sürecek bir kuşatma altına alması yine muhtemel görünen bir senaryoydu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, daha geçen hafta yaptığı bir açıklamada Afrin operasyonu için “Mayıs ayına kadar biter” şeklinde konuşması bu beklenti atmosferini destekliyordu.
*