Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) önceki gün HDP’li 40 milletvekilinin 2016 yılında dokunulmazlıklarının kaldırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiğine hükmetmesi, hukuki ve siyasi sonuçları bakımından mahkemeden son dönemde çıkan en kritik kararlardan biri olarak beliriyor.
Öncelikle, AİHM İkinci Dairesi’nin bu kararıyla, aslında daha önce AİHM’in en üst karar organı Büyük Daire’nin Selahattin Demirtaş hakkında 22 Aralık 2020 tarihinde açıkladığı kararında ortaya koyduğu içtihadın doğrultusunda hareket ettiğini vurgulamamız gerekiyor. Dolayısıyla beklenen bir karar olarak görülebilir.
Girişinde “Nihai Hüküm” ifadesi taşıyan karar, AİHM’nin yeni karar alma usulleri çerçevesinde İkinci Daire bünyesindeki üç yargıçtan oluşan komite tarafından alınmıştır.
ANA REFERANS AİHM’NİN 2020 İÇTİHADI
Son kararın en önemli vurgusu, AİHM Büyük Dairesi’nin 2020 tarihli Demirtaş kararının 264 ile 270’inci paragrafları arasındaki bölümüne yapılan atıftır. Demirtaş kararının bu bölümü, bizi doğrudan 20 Mayıs 2016 tarihinde TBMM’de Anayasa’nın milletvekili dokunulmazlığına ilişkin 83’üncü maddesinde bir kereye mahsus yapılan düzenlemeye ve AİHM’nin bu düzenlemeye nasıl baktığı sorusuna götürüyor.
Hatırlanacağı gibi, söz konusu anayasa değişikliği ile TBMM’de milletvekilleri hakkında bekleyen suç duyurularıyla ilgili dokunulmazlıklar bir kereye mahsus kaldırılırken, bu milletvekillerinin yargılanmaları ve tutuklanmalarının da önü açılmıştı.
Düzenleme bütün partilerden 100’ün üstünde milletvekilini ilgilendirmekle birlikte, yalnızca muhalefetteki milletvekillerine uygulanmıştı. Nitekim, bu uygulama hem CHP’li Enis Berberoğlu hem de dönemin HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dahil bir grup HDP milletvekilinin tutuklanmaları ve yargılanmalarını beraberinde getirmişti. Dokunulmazlığı kaldırılan HDP milletvekillerinin sayısı 55’i bulmuştu.