CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Almanya’ya yaptığı ziyareti, 2014 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana Batı Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği gezilerden farklı kılan çok önemli bir yönü var.
Bu fark, kendisinin 19 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı makamına adım attığı günden bu yana, önde gelen bir Batı Avrupa demokrasisine ilk ‘resmi devlet ziyareti’ni gerçekleştirmiş olmasıydı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak geçen dört yıl içinde pek çok Avrupa ülkesine gitti. Örneğin, bu yılın başında ocak ayında Paris’e gidip, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Elysee Sarayı’nda görüştü. Bu, bir ‘çalışma ziyareti’ydi.
Keza, geçen mayıs ayında Londra’ya gidip, burada Başbakan Theresa May ve Kraliçe Elizabeth ile de bir araya geldi. Cumhurbaşkanı, Londra’ya ‘Tatlı Dil Konferansı’na katılmak üzere gitmişti. Bu gezi vesilesiyle Başbakan May’in yanı sıra Buckingham Sarayı’nda kraliyet ailesi ile teması da organize edilmişti.
*
Batı Avrupa merkezlerine yapılan bu geziler, şekil olarak, protokolün en üst düzeyde uygulandığı, başkentlerin caddelerine konuk ülkenin bayraklarının çekildiği, bandolu tören kıtalarının eşliğinde resmi karşılama törenlerinin, gösterişli ziyafetlerin düzenlendiği devlet ziyaretlerinin gerisindeydi.
Gerçi geçen süre zarfında Batı Avrupa dışında dünyanın pek çok noktasına devlet ziyaretleri gerçekleştirmiştir Erdoğan. Ama önde gelen bir Batı Avrupa ülkesi yer almamıştı bu resmi ziyaret durakları arasında. Geçen hafta gerçekleşen Berlin seyahatiyle bu eksiklik tamamlanmış oldu.