CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın çarşamba günü yeni akademik yılın başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada üniversitelerdeki ‘nicelik-nitelik’ meselesini gündeme getirmesi üzerine Türkiye’nin bilimde dünya sıralamasındaki yerini görebilmek amacıyla incelediğim tablolar, karşıma çok çarpıcı bir durum çıkardı.
Bu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin bilimsel yayınlarda, özellikle temel bilimler ve mühendislik gibi alanlarda son 15-20 yıl içinde kaydettiği olağanüstü sıçramaydı.
Sözünü ettiğim durumla, akademik yayınlar ve bu yayınların aldığı atıflar üzerinden ülkelerin bilimsel üretim performansını ölçümleyen SJR veri tabanındaki sıralamaları incelerken karşılaştım.
*
Önce yönteme açıklık getirelim. SJR veri tabanında 1996-2017 yılları arasındaki dönemde toplam 27 akademik alan değerlendiriliyor. Her bir alanda ülkelerin bilimsel üretkenliğini, yıllar itibarıyla nereden nereye geldiklerini somut veriler üzerinden izleyebilmeniz mümkün.
SJR endeksinin ölçüme başladığı 1996 yılında 27 alanın hepsinde de ABD, tartışmasız dünya lideri. Ancak, özellikle 2000’li yılların başlamasıyla birlikte, Çin Halk Cumhuriyeti yukarı doğru bir tırmanış kaydederek, birçok alanda ABD’nin önüne geçiyor.
Örneğin, 1996 yılında 27 alanın tümünde de birinci olan ABD, 2017 yılı sonunda birinciliği yalnızca 16 alanda koruyabiliyor. Toplam 11 alanda ilk sırayı Çin’e kaptırmış. ABD’nin önüne geçtiği şu alanlar Çin’in yönelişi hakkında yeteri kadar fikir verici: Enerji, mühendislik, çevre bilimleri, kimya mühendisliği, kimya, bilgisayar bilimi, karar süreçleri bilimi, yer ve gezegen bilimleri, materyal bilimi, matematik, fizik-astronomi...